Bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilir o. | Open Subtitles | الشئ العظيم فى والدي انه يعرف دائما كيف يُسير الامور |
Ne gördün? Adamımız o değil. Kardeşinin burada yaşadığını biliyordu. | Open Subtitles | انه ليس من فعلها انه يعرف ان اخته تعيش هنا |
Amerikalı aptal değil. Saklanmak için en iyi yerin orası olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الامريكي ليس احمقا انه يعرف انه المكان الأفضل للاختباء |
Onun Albay'ın ölümü hakkında anlattığından fazlasını Bildiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون انه يعرف عن مقتل الكولونيل اكثر مما يتحدث به |
Maestro'yu tanıyor. Resmi alabilir. | Open Subtitles | انه يعرف المايستروا يمكن ان يكون معه الصوره |
Onunla konuşmalısın. Kaset nerede O biliyor. | Open Subtitles | يتوجب عليك التحدث اليه انه يعرف مكان الشريط |
O bir güreşçi olmayabilir ama eminim ki bir kaç hareket biliyordur. | Open Subtitles | لن يكون مصارعاً لكني متأكد انه يعرف حركتان |
Sizi uyarmaya geldik. Nerede saklandığınızı biliyormuş ... ve şafakta bin kadar adamıyla saldıracakmış! | Open Subtitles | لقد جئنا نحذركم,فرولو قادم لقد قال انه يعرف اين انتم |
Gerçekleri nasıl çarpıtacağını çok iyi biliyor. | Open Subtitles | انه يعرف كيف يتلاعب بالحقائق. لا يمكننا إثبات انها ذريعه. |
Bir şey biliyor ama söylemiyor. Bunda bir tuhaflık var. | Open Subtitles | انه يعرف شيئا لا يقوله شيئا ليس جيدا حول هذا الشأن |
O bu caddeyi avucunun içi gibi bilir. | Open Subtitles | انه يعرف هذه الشوارع مثل الجزء الخلفي من يده. |
Bütün doğa üstü olayları ve işaretleri bilir. | Open Subtitles | انه يعرف كل شىء عن الرموز و الظواهر الخارقة سيكون قادرا على اخبارك لو كان هناك رابط ما |
Evet ve işe nasıl göz kulak olacağını da bilir. | Open Subtitles | تعم كما انه يعرف كيف يدير اموره جيدا ايضا |
Yani Gatier'ı, Logan'ı ve notlardaki diğer dört kişiyi biliyordu. | Open Subtitles | حتى انه يعرف لوغان والرجال الأربعة الأخرى في هذه المذكرات |
Muskaviç'i öldüren, Reese'in kullandığı zehri biliyordu. | Open Subtitles | مهما كان الذي فعله موسكافيتش, انه يعرف السم الذي استخدمه ريس. |
- Onu tanıyordu. - Onunla bağlantı kuracağımızı biliyordu. | Open Subtitles | إنه يعرفها انه يعرف أننا يمكننا أن نربط بينهما |
Kimde kitap olduğunu biliyor. | Open Subtitles | انه لا يريد معرفة أي شيء انه يعرف شخص لديه كتب |
Ne kadar müteşekkir olduğunu biliyor. Onun için senden bir ricası var. | Open Subtitles | انه يعرف مدى امتنانك و لذا يريد طلب خدمه منك |
Birazdan gelecek. Paraya yediye kadar ihtiyacımız olduğunu biliyor. | Open Subtitles | سيصل قريباً ، انه يعرف اننا بحاجه للمال قبل الساعه السابعه |
Anlamalıyım mı ki Gladstone başıma sadece bir casus bela etmedi, ayrıca benden daha iyi Bildiğini düşünen bir yardımcıyıda başıma bulaştırdı? | Open Subtitles | اننى فهمت أن جلادستون قد لعننى ليس فقط بجاسوس لكن بمرؤوس يعتقد انه يعرف أكثر مني؟ |
O da senin gibi cahilce davranır, arabalar hakkında Bildiğini sanırdı. | Open Subtitles | ظَن انه يعرف جيداً حيال السيارات بما جعله اكثر منك مرتين متجاهلاً |
Herkesi tanıyor. Bizlerden birini bir mil öteden tanır. | Open Subtitles | انه يعرف الجميع كان سيكشف رجلنا من بعد ميل |
Kimse bir şey bilmiyor. Ama O biliyor. | Open Subtitles | انهم لا يعرفون شيئا حسنا انه يعرف شيئا - |
Polis telsizini dinliyorsa zaten biliyordur. | Open Subtitles | انه يعرف ذلك سلفا ان كان يستخدم راديو الشرطة |
Sizi uyarmaya geldik. Nerede saklandığınızı biliyormuş ... ve şafakta bin kadar adamıyla saldıracakmış! | Open Subtitles | لقد جئنا نحذركم,فرولو قادم لقد قال انه يعرف اين انتم |
Eğer Ryan mahkumken onunla konuştuysa bu davayı bizden bile iyi biliyor olabilir. | Open Subtitles | انه يعرف هذه القضية بقدرنا بل أفضل ربما ان كان لديه اتصال فعلي مع ريان بينما كان مسجونا |
Şunun işini bitirelim, patron. Çok şey biliyor. | Open Subtitles | سنقوم بالقضاء عليه انه يعرف الكثير |