Aslında şimdilik hiç bir şey belli değil, O yurtdışında çalışıyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا شيء مؤكد لحد الآن. انه يعمل خارج الهند. |
Beni tedavi edebilmek için çok çalışıyor ve bunu başardığında, iyileşeceğim. | Open Subtitles | انه يعمل بكل جهد لايجاد علاج , و عندما يجده سأتحسن |
iki farklı canlı türü arasındaki hücre, doku veya organ naklini açıklayan bebekler üzerinde çalışıyor, ve ayrıca, birkaç sene öncesinden, keçiye örümcek geninin verilmesi. | TED | انه يعمل على الدمى التي تفسر زراعة الأعضاء من عدة سنوات أيضا نقل جينات من عنكبوت إلى ماعز |
Bu metodla ilgili çılgınca olan şeyse gerçekten işe yarıyor olması. | TED | الشيء الجنوني حول هذا الاسلوب انه يعمل حقاً |
Bam. İşe yarıyor. | Open Subtitles | إلى مركز التحمس في الادرنالين انه يعمل |
Ve biz de şöyle bir benzetmeyle çıkageldik ve işe yaradı galiba. | TED | و قد توصلنا الى هذا التشبيه و يبدو انه يعمل |
Tatbikat yapılana kadar, bütün gün güverte yemekhanesinde çalıştığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون انه يعمل كامل اليوم على الطوابق الفوضية حتى الحفر. |
Sanırım. Belediyede çalışıyor. | Open Subtitles | حسنا , أفترض ذلك انه يعمل في مركز البلدة |
Afedersiniz, şu anda meşgul. Karanlık odada çalışıyor. | Open Subtitles | اسفه، انه مشغول انه يعمل فى الغرفة المظلمة |
Profesörle çalışıyor. Bilimsellik üzerine konuşuyorlardı. | Open Subtitles | انه يعمل مع البروفيسور، كانوا يتكلمون عن اهتمام علمى |
Üzgünüm çalışıyor. Bir Rus şiirini çeviriyor. | Open Subtitles | أسفه انه يعمل انه يترجم بعض الشعر الروسى |
Kırsal bölgede prefabrik evler kuran bir şirkette çalışıyor. | Open Subtitles | انه يعمل فى صناعه المنازل سابقه التجهيز للمناطق الريفيه |
çalışıyor ama tüm duyduğum bir çeşit havaalanı sinyali. | Open Subtitles | انه يعمل لكن كل ما أحصل عليه هو مجرد اشارة من المطار |
9. katta, Petrol ve gaz bölümünde çalışıyor. | Open Subtitles | انه يعمل في قسم البترول والغاز في الطابق التاسع |
Wall Street'te çalışıyor. Bugünlerde nasıldır bilirsin. | Open Subtitles | انه يعمل فى وال ستريت انت تعرف كم هذا صعب هذه الايام |
Yeni, büyük bir bilgisayar işinde sabah akşam çalışıyor. | Open Subtitles | انه يوم عمل انه يعمل ليلاً في شركة للكمبيوتر. |
Bam. İşe yarıyor. | Open Subtitles | إلى مركز التحمس في الادرنالين انه يعمل |
İşe yarıyor. - Senin hatan değil. | Open Subtitles | انه يعمل ليس خطأك |
Bence işe yarıyor. | Open Subtitles | ألم أقل انه يعمل |
- Bahse girerim bir sürprizle karşılaştın. - Hayır, Gabrielle, işe yaradı. | Open Subtitles | اراهن ان لديك مفاجاة لا(جابريلا)انه يعمل |
Avukat diyorsun, nerede çalıştığını bilmiyorsun. Üstelik iletişimini kesmis. | Open Subtitles | و انت ظننت انه يعمل في مؤسسه قانونيه و لا تعرفها و الان قطع كل اتصالاته بك |
Sterilizatör kokusu alıyorum. Muhtemelen hastanede çalışıyordu. | Open Subtitles | أشتم رائحة التعقيم لا بد من انه يعمل بـــ مستشفي |