"انّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    Umarım gerçekte onun nasıl biri olduğunu görecekler ve bu filmi yapmamız gerektiğini anlayacaklardır. Open Subtitles يرون حقيقتها ، وسيدركون انّ ان علينا ان نجعل هذا الفيلم مدروس
    İnşallah beynin sorunun nerede olduğunu düşündüğüne dair bize ipucu verecek. Open Subtitles نأمل أن يعطينا دليلاً حول المكان الذي يظنّ عقلكِ انّ العلّة به
    Eğer senin hayatının kontrolün altında olduğunu düşünmezlerse onlarınkini idare edeceğini nasıl düşünsünler? Open Subtitles إذا لم يعتقدوا انّ حياتك الخاصة تحت السيطرة كيف عليهم التعامل مع ذلك ؟
    Buraya geldin, çünkü evliliğinde sorun olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles انتِ اتيتي لأنّك تشعرين انّ زواجك في مُشكلة
    Baze'le olan geçmişimi ve bunun ne kadar karmaşık olduğunu biliyordun. Open Subtitles انت تعلم عن تاريخي مع بيز و تعلم انّ ذلك كان مُعقداً
    Ama bunu yapmak istemiyorsan ve yanlış olduğunu düşünüyorsan, o zaman bunun hakkında konuşmayı, kendine ve bana işkence etmeyi bırak. Open Subtitles لكن إذا لم تكن تريد فعل ذلك إذا كنت تعتقد انّ ذلك خطاً إذاً توقف عن التحدث بشأن ذلك و توقف عن تعذيب نفسك
    - Senin bir hayatın olduğunu hatırlamak bazen bana zor geliyor. Open Subtitles بعض الاحيان يكون من الصعب بالنسبة لي ان اتذكر انّ لديكِ حياتك الخاصة
    Benden hiç hoşlanmaman gerçeğinin şu an gerçekten pek önemli olduğunu sanmıyorum ama şu an konuştuğumuz göre sen hiç... Open Subtitles حسناً , لا اعتقد انّ حقيقة كرهكِ لي لها ايّة صلة بالموضوع الآن ولكنّ الآن بما انّنا نتحدّث عن ذلك .. انتِ
    Tad alma duyularım 7-Eleven'dan yediğim suşiden sonra intihar etmiş olmalı. Demek istediğim, hiçbir şey aynı değil. Neden bunun eğlenceli olduğunu düşünüyordum? Open Subtitles بعدما أكلت أوّل سوشي من سفِن إلفِن، أعني، لا يوجد شيء كما هو، لمَ أعتقدتُ انّ الامر مرحًا؟
    Yani biri sana bir kutu verir ve içinde süper çılgın bir şey olduğunu söyler ama bakmana izin yoktur ya tabi ki ona bakarsın. Open Subtitles انا أعني، إن سلّمك احدٌ علبة و قال انّ هناك شيئا مرّوعا بحق بداخلها لكن ليس مسموحا لك أن تنظر فيها
    Hareket etmenin beynimizin en önemli fonksiyonu olduğuna inanıyorum -- kimsenin size bunun yanlış olduğunu söylemesine izin vermeyin. TED أعتقد أن الحركة هي أهم وظيفة للدماغ -- لا تدع احدا يقول لكم انّ هذا ليس صحيحا.
    Josh'ın yaşadığını söyleyen bir kaynağı olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قالت انهُ كانَ لديها مصدر يقولُ انّ "جوش" على قيد الحياة
    Tek şansımız, Arthur. Çok uzun zamandır ortada yokuz. - Bir terslik olduğunu anlamış olmalı. Open Subtitles ارثر" هو املنا الوحيد" لقد غبنا لوقتٍ طويل مؤكد انهُ يعلم انّ هناكَ مشكلة
    Üzücü olduğunu biliyorum ama sorun değil. Open Subtitles أعلم انّ الأمر مزعج ولكن لا بأس
    Altı ay önce kardeş gibiydik. Şimdi aramızda bir duvar olduğunu hissediyorum. Open Subtitles أعني، منذ 6 أشهر، كنا نتسامر كالأخوات و الآن أشعر انّ...
    - Davis onun izinli olduğunu söyledi. Open Subtitles دايفيس يقول انّ الليله لديها إجازه
    Çok zekiyim! - Ama... - İkinize de okulun salakça bir şey olduğunu söyledim. Open Subtitles لكنّي اخبرت كلاكما انّ المدرسة غبية
    Hayır, bence tatlısının ağır olduğunu söylemek istedi. Open Subtitles كلا، أظنّه عنى انّ الحلوى ثقيلة.
    Evin dolu olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أدرك انّ المنزل مازال مسكوناً
    Tıpkı baskıların sistemde olduğunu biliyormuş gibi. Open Subtitles تماماً كما يعلمُ انّ بصماتِك في النظام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more