"ان ارى" - Translation from Arabic to Turkish

• göremiyorum
• görebiliyorum
• görmek
• görüyorum
• görmeliyim
• görmeliydim
• anlayabiliyorum
• görebilirim

Ugh , ben bir şey göremiyorum . Burada kan çorbası gibi .
لا استطيع ان ارى شئ المنظر مثل ما يكون حساء من الدم هنا

- göremiyorum. Fotoğraf çekemem.
لا استطيع ان ارى شيئا كيف سالتقط الصور ؟

Daha döneli iki gün oldu ama oyunun değiştiğini şimdiden görebiliyorum.
عدت هنا منذ يومان ويمكنني ان ارى ان اللعبة قد تغيرت

Baban Helen'i gerçekten seviyor. Bunu görebiliyorum.
ان والدك يجب هيلين بحق استطيع ان ارى هذا

Başını nasıl bir belaya sokacağını görmek istiyorum! Tamam, tamam.
اريد ان ارى بنفسي كيف تذهب لتورط نفسك في المشاكل

Bu iyi. Gittiğim zaman bizden kimse görmek istemiyorum. Herkesi uzakta tutun.
عندما اكون معهم ، لا اريد ان ارى اي شخص من فريقنا

Teğmenim, arkamızda kaldı onlar! Ben 2 taşıyıcı ve 1 savaş gemisi görüyorum!
ليفتنانت , انهم خلفنا يمكننى ان ارى حاملتين و سفينه حربيه

Üzgünüm dostum ama, bu duygunun beni nereye götüreceğini görmeliyim.
اسف ياصاح اريد ان ارى الى اين هذه الاشياء تأخذني

Tam önümde duran şeyleri göremiyorum.
لا استطيع ان ارى الأشياء التي أمامي مباشرة

Biri bana yardım etsin! göremiyorum!
لا يمكنني ان ارى شيئا ليساعدني احدا ارجوكم

Ne olduğunu göremiyorum çünkü saçları onu gizliyor.
لا استطيع ان ارى ما هو لانها تغطيه بشعرها

Bana zavallı diyeni göremiyorum. Sana ipucu vereyim, bileklerini vazelinliyor.
اتكلم بجديه, لا استطيع ان ارى احداً يدعوني بالخاسر

Artık fazla işine yaramayacağımı da görebiliyorum.
يمكنني ايضا ان ارى اننى غير ذات فائدة لك

Buradan kalçanı görebiliyorum.
سوف اخبرك اين انا استطيع ان ارى خصرك من هنا

"Onlar kumadamları, bir tanesini görebiliyorum."
انهم آدميين استطيع ان ارى واحد منهم الان

Ev arkadaşımı kendi şovunda görmek kadar havalı değil. Ah evet.
ليس بنفس جمال ان ارى رفيقى فى الشقة وهو يصور مسلسلة

Ateşi buraya getirin. Tek bir dikili oba görmek istemiyorum.
احضر مصباح هنا لا اريد ان ارى خيمة واحدة سليمة

Burada yeni gelenler görüyorum. Size biraz burayı tanıtayım.
استطيع ان ارى زوارا جدد ساطلعكم كيف هي الامور هنا

Burada değil. - Evet, Bunu görüyorum Jim.
أجل , انا استطيع ان ارى ذلك جيم أين هي ؟

Gözümde canlandıramıyorum. Önce filmde görmeliyim.
لا استطيع تخيل هذا يجب ان ارى هذا بالفيلم اولا.

Ashby, doğru maşaydı. Şimdi de, Lily'nin doğru yem olup olmadığını görmeliydim ve onu denedim.
والآن اريد ان ارى اذا كانت ليلي مراقب جيد ، لذا سأختبرها

Bu deneyin neden tek kişiyle sınırlı kaldığını şimdi anlayabiliyorum.
يمكنني ان ارى كيف ان التجربة قد تبقى مع الشخص

İçeride olmak istiyorum, böylece gerçekte kimi ziyaret ettiğini görebilirim.
لا, اريد ان اكون داخلاً, لأستطيع ان ارى من هم زواره الحقيقيين