Sayım memuruna kasasına bakması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت لكاتب المخزن ان عليها ان تاخذ مقاس المخزن |
Evlatlık ailesine veya aracısına nasıl ve ne zaman uygulaması gerektiğini anlatmasını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتها ان عليها عرض الطريقة على الاباء بالتبني، أو على الاقل للسمسار، كيف و متى تطبيقه |
Annem kontrolcülüğü bırakması gerektiğini anlarken babam da olaylara daha fazla karışmanın sırasının geldiğini düşündü. | Open Subtitles | بينما كانت أمي تدرك ان عليها تخطي الأمر والدي قرر أن عليه التدخل أكثر أعتقد أنك محق, حسناً ؟ |
Meg o kodu hayatı tehlikedeyken kullanması gerektiğini bilir. | Open Subtitles | ميغ لن تفعل ذلك تعلم ان عليها استخدام الرمز ان كنت حياتها بخطر |
Benim sesimin dublajını yapmak gibi büyük bir iş yapmışsa bunu yapmaya devam etmesi gerektiğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | اذا كانت تنفذ عملا جيدا بتقليد صوتي... الاتعتقد ان عليها الاستمرار بهذا؟ |
Ama son zamanlarda beni ekiyor. Ders çalışması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | {\cH0BE40D} لكن مؤخرا هي تقوم بأبعادي وتقول لي ان عليها ان تدرس. |
Ama Sean o kadar efor sarf edince Sue doğru şeyi yapması gerektiğini anladı. | Open Subtitles | ولكن لان (شون) بذل كل ذلك العناء أدركت (سو) ان عليها فعل الصواب |