"ان يعرف" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilmemeli
        
    • bilmeli
        
    • sordu
        
    • olduğunu bilmek
        
    • bilmesin
        
    • diye soruyor
        
    • biliyor olmalı
        
    • bilmek zorunda
        
    • olmadığını öğrenmek
        
    Yani kimse senin yaşadığını bilmemeli. Open Subtitles عليك الباقى وحيده, لا يجب ان يعرف الناس انك على قيد الحياة
    Hiç kimse biz onları sununcaya kadar onlar hakkında bir şey bilmemeli. Open Subtitles لا يجب ان يعرف احد بأمرهم حتى نقدمهم للأكاديمية
    Sadece,bir arabanın neler yapıp yapamayacağını bilmeli! Open Subtitles عندما يحين السباق يجدر به ان يعرف متى السيارة يمكنها ان تعمل و متما لا تعمل
    1 hafta önce, kendisine bir tabanca getirip getiremeyeceğimi sordu. Open Subtitles منذ حوالي اسبوع اراد ان يعرف ان كان بإمكاني ان اجلب له مسدس
    Yo, sadece bu iyi adam nasıl olduğunu bilmek istiyor. Open Subtitles لا هذا الرجل اللطيف فقط اراد ان يعرف كيف حالكم
    Temas kurduğum kişi kimliğimi, işin mahiyetini bilmesin. Open Subtitles المتصل يجب ان يعرف من أنا أو ما يخص الموضوع بالكامل
    Beyler! Huzuru koruma işleri nasıl gidiyor diye soruyor. Open Subtitles يا رفاق، يُريد ان يعرف كيف تسير أمور عملية حفظ السلام
    Burada birileri amcan hakkında bir şeyler biliyor olmalı. Open Subtitles شخص ما هنا يجب ان يعرف شيئا ما عن عمك
    Onu neyin beklediğini bilmek zorunda, üniversite mi ya da başka bir şey... Open Subtitles وهو يتوجب عليه ان يعرف ما الذي سيفعله لاحقا الالتحاق بالجامعة أو الموت
    Dave yarın gece herkesin müsait olup olmadığını öğrenmek istiyor? Open Subtitles دايف يريد ان يعرف ان كان الجميع متفرغا ليلة الغد؟
    O bir insan. Hakkımdakileri bilmemeli. Open Subtitles هو من البشر لا يمكنه ان يعرف اي شيئ عنيّ
    Beni dinle. Bu adam, bizimle çalıştığını bilmemeli. Open Subtitles هذا الشخص لا يمكنه ان يعرف انك تعملينا معنا.
    Bana sorarsan, bir adam ne kadar zamanı kaldığını bilmemeli bu doğal değil. Open Subtitles اذا انت سألتني فلا يفترض على المرء ان يعرف متى يكون موته انه غير طبيعي
    Bir şeyler bilmeli. Oraya hiç gitmediyse başka. Open Subtitles يجب ان يعرف شئ ما الا اذا لم يكن ذهب الى هناك من قبل
    Tadı domuz pisliği gibi. Ve o bunu bilmeli. Open Subtitles طعمه مثل تغوط لحم الخنزير ويجب عليه أَن يجب عليه ان يعرف
    Tavşanı elinde tutan çocuk, eğer getirmezse, rehineleri öldüreceğimizi bilmeli. Open Subtitles الطفل اللذي معه الارنب يجب ان يعرف اننا نستطيع قتل الرهائن اذا لم يسلم الارنب
    Devam eden bir operasyonla ilgili gizli bir dosyaya neden girmek istediğimizi sordu. Open Subtitles اراد ان يعرف لماذا ارسلنا طلباً للسماح بالدخول لملف سري
    Şehre gelmiş ve müsait misin diye sordu. Open Subtitles انه فى المدينه ويرد ان يعرف اذا كنت متفرغه
    Herkes bu tür olayların nasıl olduğunu bilmek istiyor. Open Subtitles يريد كل واحد ان يعرف كيف تحدث هذه الامور
    - Kalbi durduğu sırada. ne olduğunu bilmek istiyordu. Open Subtitles لقد أراد ان يعرف ما الذي حصل أثناء توقفه.
    Tamam, ama bunu bizim dışımızda kimse bilmesin. Open Subtitles لكن انا لا اريد ان يعرف أحد اننا فعلنا هذا
    Kaptan, bu hızda devam edebilecek misiniz, diye soruyor? Open Subtitles -الربان يريد ان يعرف , ايمكنك ان تحافظ على هذه السرعه ؟
    O pislik Ting Zai'nin nerede olduğunu biliyor olmalı. Open Subtitles ان صاحب الفتاة يجب ان يعرف مكان (تينج زي)
    Ailendeki herkes bizim özel hayatımız hakkındaki şeyleri bilmek zorunda değil mi? Open Subtitles كل فرد في عائلتك يجب ان يعرف دائما عن اسرارنا الخاصه
    Büro neye karıştığını ve bunun vurulmayla ilgisi olup olmadığını öğrenmek istiyor. Open Subtitles المكتب الفيدرالي يجب ان يعرف بما هي متورطة و ان كان لذلك علاقة بسبب تعرضها لإطلاق النار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more