Hepinizin bildiği gibi, Edo dönemi rakunların altın çağıydı. | Open Subtitles | كما تعلمون ان عهد ايدو كان العصر الذهبي لراكون |
Edo döneminden sonra, insanlar çok sayıda rakunu yakaladılar ve onlardan kürk manto, diş fırçası ile hat sanatı kalemi yaptılar. | Open Subtitles | بعد عهد ايدو ,البشر امسكوا الكثير من الراكون و حولهم الى سترة فراء و فرشاة اسنان اقلام خط |
O yıl, Edo'da, ipek böceği yumurtalarının ihracatına resmen izin veren bir antlaşma imzalandı. | Open Subtitles | هذة السنة,فى ايدو قاموا بتوقيع معاهدة تسمح بتصدير بيض ديدان القز |
Edo kalesinin iki tarafınında teslim olduğunu hatırlarsın ve bir damla kan akmamıştı. | Open Subtitles | تذكرون اتفق الجانبان أن قلعة ايدو أن استسلم وانه لن يكون هناك سفك الدماء ايدو في حد ذاته. |
Edo'daki hamileri yakında teslim olacaklar. | Open Subtitles | المدافعين عنه فى ايدو سيسقطوا سريعا |
Edo yerini Meiji Çağı'na bırakırken samurayların da sonu gelmek üzereydi. | Open Subtitles | كما مهّد "ايدو" السبيل نحو عهد "ميجي", كانت نهاية "الساموراي" قد آنَتّ |
Daikan'ın korumaları Edo'da bile çok ünlü olan seçkin Yagyu savaşçılarıdır. | Open Subtitles | اسمع، إن حراس الحاكم هؤلاء الأشخاص (إنهم معروفون خلا عصر (ايدو) بأنهم من أفضل قبيلة (ياقيو |
Ne diye Edo'yla birlikte oldun ki? | Open Subtitles | لما على الارض قمت بإقامة علاقة مع (ايدو) ؟ |
O zaman sen kaşındın, Edo'yu arayacağım. | Open Subtitles | سينكشف امرك اذا (لإني سوف اتصل على (ايدو |
Edo, Haziran 1620 | Open Subtitles | ايدو ، شهر يونيو من سنة 1620 |
Oniler ve insanlar arasında, Sengoku dönemindeki ve Edo döneminin sonundaki savaşlar kadar şiddetli savaşlar çıktı. | Open Subtitles | لم يكن هناك معارك تساوي المعارك الشرسه التي حدثت (في فتره (سينغوكو (وعند نهايه فتره (ايدو (شنت بين (الاوني و البشر |
Bir gözcü, Edo kalesinin dışındaydı ismi Aoshi Shinomori'ydi. | Open Subtitles | كان Aoshi Shinomori واحد من مراقبات المتمركزة خارج قلعة ايدو . |
Bunu bilmeden Edo'da gezinmene acayip şaşırdım. | Open Subtitles | أتعجب أنك في منطقة (ايدو) ولا تعرفه. |
Bilhassa kadınlar başta olmak üzere Edo'dan sınır dışı edilirler. Hı? | Open Subtitles | وخاصة النساء التي تخرج من (ايدو). |
Fakat, ailesi Edo'nun önde gelenlerindendi, | Open Subtitles | ولكن لأن والداه مهمان في (ايدو). |
Ve onu oyuncağı olarak Edo'ya getirdi. | Open Subtitles | وجَلبَها إلى (ايدو) كـ لعبته ليتسلى بها |
- Selam, Edo. - Zdravc. | Open Subtitles | (مرحبا (ايدو (اوه (زدرافتش - |
Edo'ya anlatmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لن تخبر (ايدو) ، اليس كذلك ؟ |
Tamam, Edo'yu arıyorum. | Open Subtitles | حسنا (سوف اتصل بــ (ايدو |
Edo'nun bundan haberi olmamalı. | Open Subtitles | ايدو) لايجب ان يعرف) |