| O yüzden umuyorum ki bir el atar... Büyüleyici Ellie? | Open Subtitles | لذا كنت آمل أن أتلقى مساعده من ايلي الفاتنه ؟ |
| Biliyor musun Ellie kaptan kostümümün işe yaramadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | تعلمين ايلي كنت قد بدأت أفكر أن زي القبطان لايناسبني |
| Ellie burada olup ona destek olmamı istedi. | Open Subtitles | ايلي طلبت مني القدوم لتقديم الدعم المعنوي |
| 29 yıl önce, babam, Eli Stein, burada bu odada öldürüldü. | Open Subtitles | قبل 29 سنة والدي, ايلي شتاين قتل هنا في هذه الغرفة |
| Sana Eli desem olur değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تمانع إذا ناديتك ايلي, اليس كذلك؟ |
| Ellie kendini suçlu hissediyor, vicdanını rahatlatmak istiyor. | Open Subtitles | ايلي تشعر بالذنب لانها هجرتني لذلك فهي لاتريد ان تشعر بالذنب |
| Bu gece Los Angeles'a dönüyorlar. Ellie'yle on dakikalığına buluşun. | Open Subtitles | اسمع, سوف يغادرون الليلة مارأيك ان تقابل ايلي وتحتسي الشراب معها؟ |
| Evet, sen söyle Al. Ellie'ye söylemekten çok korkuyorum. | Open Subtitles | علي أن أخبرهم يا ال أنا خائف من أخبار ايلي بذلك |
| Ellie'nin bizi burada seyrettiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين أن ايلي أعتادت أن تشاهدنا هنا؟ |
| Lucas ve Haley'i, annen ve Ellie gibi kaybetmeyeceksin. | Open Subtitles | انتي لن تخسري لوكاس و هايلي مثل تلك الطريقة التي خسرتي بها ايلي وامك |
| Ellie'nin kalabalık şükran günlerini ne kadar sevdiğini bilirsin. | Open Subtitles | اعني ، انت تعرف كيف تحب ايلي أن يكون عشاء عيد شكر كبيرا |
| Dünyanın en güzel kadını ile birlikte olduğum için minnetarım,Ellie Bartowski. | Open Subtitles | انا ممتن لاني هنا مع أجمل امرأة في العالم ، ايلي بارتوسكي |
| Ellie,sanırım ben heyecanlanmaya başladım. | Open Subtitles | حسنا ، ايلي ، سأخبرك الآن انني متحمس حقا |
| Ona okuldan ayrılıp eve geleceğimi söylediğimde Ellie'nin sesi. | Open Subtitles | سماع صوت ايلي عندما أخبرتها أنني قادم للبيـت |
| Ondan öldüresiye nefret eden tek kişi ise Eli Bishop'tı. | Open Subtitles | وكان الشخص الوحيد الذي يكره له بما يكفي لقتله ايلي الأسقف. |
| Hepsi yalan söylüyor ama ben paramı Eli Bishop'a koyuyorum. | Open Subtitles | يكذبون الثلاثة. أنا ستعمل وضعت أموالي على ايلي الأسقف. |
| O el izi eğer, Eli Bishop'ınsa deri hücrelerinden DNA'yı tespit ederiz. | Open Subtitles | نحن رفعت أن الطباعة النخيل، وإذا لأهدافها ايلي المطران انها تريد تحتوي الظهارة له. |
| Biliyor musunuz Alexander Graham Bell ve Eli Gray elektronik ses iletim aletlerini aynı anda icat etmişlerdir? | Open Subtitles | اكنتم تعرفون ان غراهام بيل و ايلي غراي اخترعوا آلات لنقل الصوت الكترونيا بنفس الوقت؟ |
| Ama sonra, Eli ve ben eski evde, bebeklerinin yanında bunu bulduk. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك ، ايلي و أنا وجدنا هذا مع الدمى في البيت القديم |
| Eli geçmiş yaşama dönüşle alakalı benzer şeylerden bahsetmişti. | Open Subtitles | تحدث ايلي عن نوع من بعض التراجع والعودة الى الحياة في الماضي |
| Elly beni çok kızdırdı ve Bobby çok güçlüydü. | Open Subtitles | ايلي كانت غاضبة مني جدا وبوبي كان قويا |
| Elle, Shyre'ı Trish'in yerini söylemeye nasıl ikna etmiş? | Open Subtitles | كيف تمكنت ايلي من جعل شاير يخبرها بمكان تريش؟ |
| Adım, Adrew Wiley; bu soruşturmanın başına ben getirildim. | Open Subtitles | ابن اندرو ايلي ،وضعني المسؤول عن التحقيق |
| Aylee, dans etmek istiyorum. | Open Subtitles | ايلي) أرغب بالرقص) |
| Elli ona binme hayali kuruyor aynı zamanda damızlık için kullanılabilir. | Open Subtitles | ايلي يحلم بامتطاء ذلك ويمكن أيضاً أن تستخدم للتربية |