Ben annesi rolünü oynayıp ayaklarının ucunda öldürülmüş halde yatarken kulağıma şöyle fısıldamıştı. | Open Subtitles | عندما كنت اُؤدي دور اُمه و سقطت قتيله تحت قدميه همس لي قائلاً |
Aslına bakarsanız annesi telaşla önde yürürken oğlu birkaç adım geriden onu takip ediyordu. | Open Subtitles | في الواقع كانت اُمه تسرع أمامه و كان يتبعها ببضعة خطوات |
annesi ölüyor, bu ona biraz daha zaman kazandırır. | Open Subtitles | إن اُمه في النزع الأخير و هذا سيمنحها عدة أيام اُخرى |
Ardından oğlu öcünü almak uğruna annesini öldürmek için memleketine döner. | Open Subtitles | ثم يعود الإبن لينتقم له بقتل اُمه |
Ancak bunun için annesini öldürmesi gerekir. | Open Subtitles | لكن السبيل الوحيد كان بقتل اُمه |
annesini öldüren bu adamın sağ salim kurtulmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | لا تدعوا قاتل اُمه يهرب سالماً |
Aslında kimse çığlık atmadı, annesi de zerre kadar bağırmadı. | Open Subtitles | في الواقع لم يصرخ أي منا خاصةً اُمه |
Teyzesi ile annesi dört yıl önce ayrı ayrı öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قُتلت خالته و اُمه خلال أربع سنوات |
- annesi hakkında konuşup dururdu... | Open Subtitles | لقد ظل يتحدث عن اُمه |
annesi lime lime doğranmıştı. | Open Subtitles | اُمه مُزقت إرباً |
annesini o kılıçla öldürmüş, Lee. | Open Subtitles | لقد قتل اُمه بهذا "السيف يا "لي |
Oyun, annesini öldüren bir çocuk üzerineydi. | Open Subtitles | عن إبن يقتل اُمه |