lanet olsun gittim size iyi bir araştırma olmus sanırım. | Open Subtitles | تباً لقد دخلت ، لقد ظننت بأنك قمت بأبحاث جيدة |
Bu sene nöroloji konferansına 28.000 kişi katıldı, ve hepsi beyin üzerine araştırma yapıyor. | TED | كان هناك 28,000 شخص في مؤتمر علم الأعصاب هذا العام. و كل واحد منهم يقوم بأبحاث عن الأدمغة. |
Botanik üzerine araştırma yapıyorduk, Ve 4500 bitki yaprağından oluşan küçük bir bitki koleksiyonumuz vardı. | TED | كنا نقوم بأبحاث على النباتات وكان لدينا 4500 عشبة صغيرة من نباتات مختلفة. |
Bu işe, insanlara yardım etmek üzere modern araştırmalar yapmak için girdim. | Open Subtitles | أتعلمان لقد توغلت في هذا العمل للقيام بأبحاث متطورة ساعياً للمساعدة البشر |
Uzun zamandır gizlilik içinde bio-teknolojik hibrit zırh araştırması yapıyorlar. | Open Subtitles | كانوا يقومون بأبحاث عن الدروع بالتقنية الحيوية لفترة طويلة، سراً |
Zaten, San Diego Hayvanat Bahçesinde araştırma yapıyordu. | Open Subtitles | كانت تقوم بأبحاث فى سان دييغو فى حديقة الحيوانات |
lmmunitech'in o alanda araştırma yaptığına dair hiç kayıt yok. | Open Subtitles | و لا يوجد سجلات تؤكد ان ايميونيتك تقوم بأبحاث في هذا المجال |
Dışarıda araştırma yapmayın. | Open Subtitles | لذا لا تحاولوا القيام بأبحاث خارج إطار المركز |
Amerikan topraklarında kanunsuz araştırma yapan Kuzey Korelileri pek de iyi karşılamayacaklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | شيئاً ما يخبرني بأنهم لا ينظرون بعطف للكوريين الشمالين الذين قاموا بأبحاث غير شرعية في الأراضي الأمريكية |
Şimdi araştırma yapıyorum ve bir düzenim, ailem var. | Open Subtitles | , نعم , انا أقوم بأبحاث الآن لديّ حياة . . عائلة |
Olağan bir araştırma için kara operasyon düzenlenmez. | Open Subtitles | أنت لا تدير عمليات سرية للقيام بأبحاث تافهة. |
Evet. Hayır, aslında hâlâ New York'tayım, kitabım için araştırma yapıyorum. Neden sordun? | Open Subtitles | لا ، في الحقيقة لازلت في نيويورك أقوم بأبحاث من أجل كتابي ، لماذا ؟ |
Adam, 50 kitap yazacak kadar yeterli araştırma yaptı bile. | Open Subtitles | لقد قام الرجل بأبحاث كافية لكتابة 50 كتاباً. |
Yardımcı olmak çok hoş bir düşünceydi, fakat göğüs kanseri araştırma kurululuşunun partisinin bu akşam olması hasebiyle, hediye torbalarını hazırlık safhası sırasında Blaine'lerde hazırlamanın daha kolay olacağını düşündük. | Open Subtitles | مد يد العون فكرة محببة ولكن بما أن حفلة المؤسسة الخاصة بأبحاث سرطان الثدي ستكون الليلة |
Ve inanılmaz araştırmalar yapıyorlar, karakterler üzerine, yetenekler üzerine, ve hackerların sosyal hareketleri üzerine. | TED | و يقومون بأبحاث عظيمة عن خصائص المخترقين، عن قدراتهم، و عن تنشئتهم الاجتماعية. |
Ayrıca farklı türde araştırmalar yapmak da amaçlarımız arasında. | TED | كما أننا ملتزمين بالقيام بأبحاث متنوعة. |
Ve oraya biyolojik araştırmalar yapmaları için birçok insan yollandı ve orada 50'den fazla bitki çeşidi var. | TED | وهم يرسلون الناس هناك ليقوموا بأبحاث عن الحياة البرية، يوجد أكثر من 50 نوع من النباتات هناك في الأعلى. |
Orada kanser araştırması yapan var mı? | Open Subtitles | نعم و كان قوي هل هناك أحد في المعهد يقوم بأبحاث سرطان؟ |
Evet, bitirdim. Üniversite araştırması yapıyorum. | Open Subtitles | نعم، هذا ما فعلته أنا أقوم بأبحاث جامعية |
Çok gizli silah araştırmaları. | Open Subtitles | تهتم بأبحاث أسلحة سرية جداً |
Bunu anlamalısın Jack, sen de yaratıkları araştırıyorsun. | Open Subtitles | ، لابد أن تفهم هذا يا جاك فأنت أيضاً تعمل بأبحاث المخلوقات الفضائية |
Bizzat ben, emekli olmuş ve üniversiteli sporcular üzerinde TBH'yi araştırıyorum. | TED | أنا شخصيًا قُمت بأبحاث حول إصابة الدماغ الرضحية في المتقاعدين ورياضين جامعيين. |