Michelle her zaman yolunu küçük beyaz taşlarla belirlerdi. | Open Subtitles | "ميشيل" تعلِّم طريقها دائماً بأحجار بيضاء. |
Kral'ın Malikânesi'den alınan taşlarla. | Open Subtitles | بأحجار من ديار "الملك". |
Koca koca taşlarla. | Open Subtitles | بأحجار كبيرة. |
Boğulmaktan, ayaklarına bağlı taşlardan bahsediyor. | Open Subtitles | إنها تتكلم عن الغرق بأحجار مربوطة إلى قدميها |
Carrie'nin yapıp sattığı mücevherlerin sahte taşlardan yapıldığını farz edelim. | Open Subtitles | لنفترض أن (كيري) تصنع وتبيع مجوهرات بأحجار كريمة مزيفة |