Kendisine gerçek bir eğitim yatırımı yapsak, onu gerçek ilaçlarla donatsak ve ona gerçek bir iş versek? | TED | ماذا لو استثمرنا فيها بتدريبات حقيقية، وزودناها بأدوية حقيقية، وأعطيناها عملا حقيقيا؟ |
Son hafta içerisinde kuvvetli ilaçlarla tedavi edilen hastalar için CYBH kayıtlarını araştırdım. | Open Subtitles | فراجعتُ ذلك في سجل الأمراض المنتقلة جنسيّاً لمَن يُعالَج بأدوية قويّة خلال الأسبوع الماضي |
Demek ev yapımı ilaçlarla kendine ilaç tedavisi uyguluyorsun. | Open Subtitles | تداوي نفسك. بأدوية مصنوعة منزلياً. |
O'nun ruhu kötü ilaçlarla... bomboş hale gelmiş. | Open Subtitles | تجوفت احشاءه و ملأت بأدوية سيئة |
İlaçlarla... ve Bayan Sibley'le geri dönmem karşılığında mı? | Open Subtitles | لأعود بأدوية وبالسيدة (سيبلي)؟ |
Kuşkusuz, eğer normal sineklerin dopamin seviyelerini onlara kokain vererek yükseltirsek tabi narkotikten uygun izinleri aldıktan sonra -- Aman tanrım! -- (Kahkaha) -- Kokain kullanan sineklerin kuşkusuz diğer sineklerden daha hızlı sakinleştiklerini görürüz, ki bu da bize genellikle kokainin etki mekanizmasına benzeyen Ritalin gibi ilaçlarla tedavi edilen ADHD'yi anımsatıyor, | TED | بالطبع ، إذا قمنا بزيادة مستويات الدوبامين في الذباب العادي بإطعامها الكوكايين بالطبع بعد الحصول على الرخصة من إدارة مكافحة المخدرات ياإلهي (ضحك) سنجد في الواقع أن هذه الذبابات التي أعطيت الكوكايين تهدأ بشكل أسرع من الذباب الطبيعي وهذا يذكرنا بإضطرابات فرط الحركة وتشتت الإنتباه والتي غالبا ماتُعالج بأدوية مثل الريتالين والذي يعمل على غرار الكوكايين |