"بأستثناء" - Translation from Arabic to Turkish

    • hariç
        
    • haricinde
        
    • saymazsak
        
    • istisna
        
    Getirilen kısıtlamalar genelde benimseniyordu. Bir şey hariç. Open Subtitles أعتقد أنه كان هناك أتجاه عام لقبول التقنين بأستثناء بعض الحالات
    İlk çarpışmadan sonra, biri hariç tüm uçaklar geri döndü. Open Subtitles بعد صد الهجوم الأول، عادت جميع المقاتلات الأمريكية بأستثناء مقاتلة واحدة
    Kendimiz hariç hiçbir şey duyamıyorduk. Open Subtitles لم يكن بمقدورنا سماع أى شئ بأستثناء الأشارات المتبادلة بيننا
    Peki bunun haricinde paylaşabilecekleri bir şey var mıydı? Open Subtitles لكن هل كان بينهم شئ مشترك بأستثناء حديث العسكريين هذا ؟
    Reuben kılını saymazsak, sanırım epey iyi geçti. Open Subtitles بأستثناء موضوع تسمية روبين هايكوب أعتقد ان االموضوع سار بشكل جيد
    Kelso'nun bize bira alacağı bölüm hariç. Open Subtitles . بأستثناء الجزء عن شراء كيلسو الشراب لنا
    Hiçbiri yok. Sabahki çılgın hariç. Open Subtitles ليس لديك أحد بأستثناء الطائشة التي كانت هنا اليوم
    Şey, neredeyse canavarlar tarafından yenileceğimiz yer hariç. Open Subtitles حسنا , بأستثناء حينما كدنا أن تأكلنا الغيلان.
    GİRİŞ YASAK Pamuk Prenses ve 7 Cüceler hariç! Open Subtitles ممنوع الدخول بأستثناء بياض الثلج والأقزام السبعة
    Herkesi tanırsın; hayal aleminde yaşayan bazıları hariç. Open Subtitles ستعرف كل شخص, بأستثناء بعضهم يبدون خارجين من السحابة, كما تعلم؟
    Tamam, onlar da senin benim gibiler. Kana susamış olmaları hariç. Open Subtitles صحيح انهم مثلي ومثلك بأستثناء انهم يشربون الدم
    Her şey bu yönde, tek bir şey hariç. Open Subtitles حسنا، كل شىء يشير الى هذا الاتجاه بأستثناء شىء واحد
    Bekâr babaların gelip bana asılmaya çalışmaları hariç. Open Subtitles بأستثناء الذين لديهم أباء عازبين وحاولول التغزل بي
    Bunu örtbas etmek için ölçüsüzleşmeleri hariç. Open Subtitles بأستثناء انهم تكبدوا الكثير من العناء لتغطية هذا
    Bir hafta önce yeni bir daire kiralaması hariç. Open Subtitles بأستثناء توقيع عقد شقة جديدة الاسبوع الماضى
    Tanklar hariç hiçbir şey gidemiyordu. Open Subtitles و لذلك أصبحت الطرق عديمة ... النفع بالنسبه لجميع المركبات بأستثناء الدبابات...
    Çeşitli ülkelerden gelmiş, aklındaki tek düşüncesi geri dönüp üç ya da dört yıl önce kaldığı yerden devam etmek olan bazı profesyonel insan ilişkileri görevlileri hariç. Open Subtitles بأستثناء بعض ضباط الشئون المدنية المحترفين الذين ينتمون لعدد هائل من الدول المعنية بالحرب والذى كان أحدهم يفكر فى العودة ومواصلة أعمالهم التى توقفوا عنها منذ 3 أو 4 سنوات
    Şu lanet klima haricinde, ...birkaç kötü adamı indirmek, ...dünyayı demokrasi için güvenli hale getirmek, ...birkaç bira içip, pizza yemek. Open Subtitles أعني بأستثناء مكيف الهواء اللعين نستولي على بعض الاشرار لجعل العالم أمناَ من أجل الحرية والديمقراطية
    Şehrin olduğu yerde belirgin evleri, binaları ve bulunduğunuz irtifadan görülebilen şeyleri artık bu kara, köpüren moloz haricinde, hiçbir şeyi göremiyordunuz. Open Subtitles نفس المكان الذى كان قبل القنبلة عامراً بالمنازل والمبانى المميزة وكل شئ أمكننا رصده وقتها من طائراتنا بعد القنبلة لم يعد بوسعنا رؤية أى شئ بأستثناء حطام أسود تتصاعد منه الأدخنة
    Elektrikle kızartma hikayelerini saymazsak o kadar da zor görünmüyor. Open Subtitles و بأستثناء عدة قصص للصعق الكهربائى لا يبدو الامر بتلك الصعوبة
    Ama bu vakada, Andrew'un ölümüne dair kuşkularınızı gidermek için istisna yaptım. Open Subtitles ولكننى فى هذه الحالة سأقوم بأستثناء لأزالة مخاوفك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more