| İşe, mümkün olan en kısa sürede dönmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | افترضت أنكَ تريد العودة للعمل بأسرع ما يُمكن. |
| Bu yüzden aralarındaki bağlantıyı en kısa sürede bozmalıyız. | Open Subtitles | لذلك يجب أن نقوم بفصلهم عن بعض بأسرع ما يُمكن. |
| Mümkün olan en kısa sürede bir mahkeme çağrısı için yargıçla konuşacağım. | Open Subtitles | سيارة مستأجرة تعني نظام تحديد الموقع. سأجد قاضٍ ليصدر مذكرة اعتقال بأسرع ما يُمكن. |
| Resim olabildiğince çabuk satıldı. | Open Subtitles | اللوحة ستُباع بأسرع ما يُمكن |
| Arabanı al ve olabildiğince çabuk gel. | Open Subtitles | تعال بأسرع ما يُمكن |
| Ama mümkün olduğunca erken gelmeye çalış, çünkü Sofiya ve diğerleri... acilen seni bekliyorlar. | Open Subtitles | لكن حاول العودة بأسرع ما يُمكن لأن صوفيا والبقية ينتظرون عودتك بشغف, حسناً؟ |
| Onları mümkün olduğunca erken yok etmek istiyorum... | Open Subtitles | ... نُريد و بأسرع ما يُمكن ( حصار قوّات ( يوكوياما اساميو |
| en kısa sürede sizin için yardım bulacağız. | Open Subtitles | سنجد لك المساعدة بأسرع ما يُمكن. |
| en kısa sürede parayı getireceğim. | Open Subtitles | سأعطيك المال بأسرع ما يُمكن. |
| en kısa sürede polisleri buraya getirin. | Open Subtitles | -وجلب أفراد الشرطة بأسرع ما يُمكن . |
| en kısa sürede orada olacağız. | Open Subtitles | -سنكون هناك بأسرع ما يُمكن . |
| olabildiğince çabuk geldim. | Open Subtitles | وصلت إلى هنا بأسرع ما يُمكن. |
| Olay oyun değil, Natalya'yla olabildiğince çabuk etkileşime girmek. | Open Subtitles | هذا بشأن الوصول إلى (ناتاليا) بأسرع ما يُمكن. |
| - Fontaine, olabildiğince çabuk gitmeliydi. | Open Subtitles | يجب أن يذهب (فونتان) بأسرع ما يُمكن. |