| Çok harika işler yapıyorlar, opera takvimini yanlış okumak gibi. | Open Subtitles | انهم يقومون بأشياء عظيمة, مثل القراءة الخاطئة لجدول عروض الاوبرا |
| Bilgisayar'ın harika işler yapmasına ihtiyacın yok senin. | Open Subtitles | أنت لست بحاجة إلى تقاطع لكي تقوم بأشياء عظيمة |
| Bilgisayar'ın harika işler yapmasına ihtiyacın yok senin. | Open Subtitles | أنت لست بحاجة إلى تقاطع لكي تقوم بأشياء عظيمة |
| Jordan, 4400 için harika şeyler yaptın, ama burada yanlış yoldasın. | Open Subtitles | جوردون ، لقد قمت بأشياء عظيمة للـ 4400 و لكنك على المسار الخاطئ هنا |
| Kendi çocuğumla. Büyümesini ve bir gün harika şeyler yapmasını izleyeceğim kişiyle. | Open Subtitles | مع طفلي الذي سأشاهده يكبر ويقوم بأشياء عظيمة يوماً ما .. |
| O küçük alev Aziz Teresa, büyük şeyler görüyorum. | Open Subtitles | أيتها "الزهرة الصغيرة"... القديسة تيريزا, ... أنا أتنبأ بأشياء عظيمة. |
| Bunu duyduk. Omar sizin hakkınızda bana müthiş şeyler anlattı. | Open Subtitles | . سمعنا بشأن ذلك عمر" يُخبرنى بأشياء عظيمة عنكم يا رجال" |
| Birlikte harika işler başaracağımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنقوم بأشياء عظيمة سويةً |
| Belki de ben kendimi baskı altında hissetmişimdir. Çünkü onlar harika işler yaptı. | Open Subtitles | لأنني وضعت الضغط على نفسي لأنهم قاموا بأشياء عظيمة ولكن... |
| Bu klinik'de Marcela harika işler yapıyor. | Open Subtitles | مارسيلا) تقوم بأشياء عظيمة في هذه العيادة) |
| harika işler yapmayı. | Open Subtitles | القيام بأشياء عظيمة |
| harika işler yapmayı. | Open Subtitles | القيام بأشياء عظيمة |
| harika işler yapacaksın. | Open Subtitles | ستقوم بأشياء عظيمة |
| Görünüşe göre burada harika şeyler gerçekleştiriyorsunuz, Şansölye. | Open Subtitles | تبدو مثل أنك تقوم بأشياء عظيمة هنا. |
| harika şeyler başardığını gördüm. | Open Subtitles | لطالما رأيتك تقوم بأشياء عظيمة |
| Patronum hakkınızda harika şeyler söyledi. | Open Subtitles | أخبرني مُديري بأشياء عظيمة بشأنك |
| harika şeyler başarabilecek bir insansın! | Open Subtitles | ! أنت شخصٌ بإمكانه أن يقوم بأشياء عظيمة |
| büyük şeyler yapacağını hayal ediyordun. | Open Subtitles | حلمت بأشياء عظيمة |
| Ondan büyük şeyler bekliyoruz. | Open Subtitles | نتوقع منه القيام بأشياء عظيمة |
| Biz kadın seçmenleri temel alarak yeni belediye başkanımız Atlantic City için büyük şeyler yapabilir. | Open Subtitles | معنا بوصفنا مؤسسة، ناخبات بإمكان العمدة الجديد القيام بأشياء عظيمة لأجل (أتلانتيك سيتي) |
| İçimde bir ses, müthiş şeyler yapacağını söylüyor. | Open Subtitles | لدي شعور انك تنوي القيام بأشياء عظيمة. |