Onun mektuplarını alıyorum, kapısını açıyorum peynirini alıyorum. arkadaş değiliz. | Open Subtitles | أتلقى بريدهُ, أفتح باب سيارتهُ أشتري لهُ الجبن, لسنا بأصدقاء |
Kurt bana senin arkadaş sahibi olmak için çok muhteşem olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أتعلمين أنه مضحك كورت يعتقد بأن شخص مثلك رائع جداً ليحظى بأصدقاء |
Yanına arkadaşlar yaratmış. Çoğunun kendi süper güçleri var. | Open Subtitles | لقد أحاطت نفسها بأصدقاء معظمهم لديهم قواهم الخاصة |
Vay canına. Hiç uyuşturucu kullanmayan arkadaşım olmamıştı. | Open Subtitles | أنت يا شباب، لم أحظى أبداً بأصدقاء مُستقيمين من قبل |
Demek istediğim, şimdi kendimi öldürmem için bir sebep yok çünkü arkadaşlarım var. | Open Subtitles | أجل، مامن سبب يدعوني لقتل نفسي الآن وقد حظيت بأصدقاء |
Yanımdaki 2 adam ise senin arkadaşın değil, tamam mı? | Open Subtitles | وهؤلاء الإثنان اللذان معي ليسوا بأصدقاء لك، إتفقنا؟ |
Josh'un arkadaşlarını aradım. Mia'nın arkadaşlarını aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلت بأصدقاء جوش واصدقاء ميا ولا احد منهما |
Çocukların arkadaşlarının olması iyi bir şey, değil mi? | Open Subtitles | حسنا إذاً، أعتقد بأن ذلك الفتى محظوظ لأنه يملك بأصدقاء. |
Artık arkadaş değiliz ama belki bu da değişebilir. | Open Subtitles | لسنا بأصدقاء الآن ولكن من الممكن أن يتغير ذلك أيضاً |
Deniz onları yutacak.. ..aşağıdaki cehennemdeyken kendime bir sürü yeni arkadaş edindim. Haklıymışsınız kaptan | Open Subtitles | البحر سيقوم بإبتلاعهم، لقد إلتقيت بأصدقاء جيدين عندما كنت في الجحيم |
Ortak değiliz, arkadaş bile değiliz ve fikir çekici gelse bile, bence seks de yapmamalıyız. | Open Subtitles | نحن لسنا شركاء , نحن لسنا حتى بأصدقاء و كمدعي عام أعرف ذلك لا أعتقد أنه يجدر بنا أن نمارس الجنس |
Benim de arkadaş olmak isteyeceğim türden kişiler yani arkadaşım olsaydı tabi. | Open Subtitles | هم من نوع الأصدقاء الذي أتمنى الحصول عليهم أتعلم لو كنت أحظى بأصدقاء هكذا |
- Biz arkadaş değiliz ve nasıl ölürsen öl seni özlemeyeceğim ama bu sene yeterince sorun yaşadık. | Open Subtitles | أنا و أنت لسنا بأصدقاء ولن أشتاق لك مهما ذهبت بعيداً |
"Normal arkadaş ve sihirli ile normal bir hayat." | Open Subtitles | حياة طبيعية بأصدقاء طبيعيون وبدون سحر |
Sadece yeni arkadaşlar edinmek istiyorum. | Open Subtitles | سوى أنني في الواقع أحاول أن ألتقي بأصدقاء جدد |
Amacım yalnızca yeni arkadaşlar edinmek. | Open Subtitles | إنني في الواقع أحاول أن ألتقي بأصدقاء جدد |
Hiçbir zaman çok arkadaşım olmamıştır. Bu geçici kuron epey bir arkalara gidecek. Yani biraz kan çıkabilir. | Open Subtitles | لم أحظَ بأصدقاء كثر قطّ، سأضع هذا التاج المؤقّت بالخلف لذا قد تنزف قليلاً |
Destekleyen arkadaşlarım beni mutlu etmişti bunu kastediyorsanız. | Open Subtitles | أنا محاطة بأصدقاء داعمين اذا كان هذا ما تقدصينه |
Artık arkadaşın olamaz. | Open Subtitles | لايمكنك ان تحظي بأصدقاء.. ليس بعد الآن |
Tanıdığımı bilmediği arkadaşlarını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أفكر بأصدقاء لها أعرفهم دون أن تعلم هي بذلك |
Marcus'un arkadaşlarının olmasını çok istedim. | Open Subtitles | كنت فقط أريد أن يحظى ماركوس بأصدقاء أصغ كما تعلمين كنت على حق |
Yolculuk boyunca eski dostlara rastlayacağımızı biliyordum... | Open Subtitles | كنت أعرف أننا سنلتقي بأصدقاء على طول الطريق |
Çok gizli CIA dosyalarını açabilen arkadaşlara sahip olmak hoş bir şey olmalı. | Open Subtitles | أقصد، من الجيد أن تحظى بأصدقاء بإمكانهم فتح ملف أسود سريّ للمخابرات المركزية |
Kaçağın dostları, ailesi, iş arkadaşları, kokain satıcısıyla bağlantıya geç. Onu saklayabilecek herkesle. | Open Subtitles | اتصل بأصدقاء الفارّ، عائلته، زملاءه بالعمل تجّار المخدّرات، أيّ أحد قد يخفيه عنده |
Martyn'in arkadaşlarıyla tanışmak her zaman hoştur. | Open Subtitles | دائماً من اللطيف أن نلتقي بأصدقاء مارتين. |