Ama akşam üstü Arkadaşlarını aradım. Daha sonra da polise haber verdim. | Open Subtitles | لكن في المساء إتصلت بأصدقائها ثم إتصلت بالشرطة |
-Günaydın. "Çavuş' un sesi derki, Gwennie eski Arkadaşlarını aramaya tenezzül etti." | Open Subtitles | كأنه يقول ، وأخيراً تكرمت جويني بالاتصال بأصدقائها القدامى |
Okuldaki bütün Arkadaşlarını ara. Düşünebildiğin herkesi ara ve bir şey duyarsan hemen beni ara. | Open Subtitles | , اتصل بأصدقائها في المدرسة و كل من يمكنك التفكير به و عاود الاتصال بي بمجرد ان تسمع شيئاً |
Ertesi sabah arkadaşlarıyla buluşmadığında kaybolduğu bildirildi. | Open Subtitles | في الصباح الموالي عندما لم تلتقي بأصدقائها |
arkadaşlarıyla yeniden takılmaya başladı. | TED | وبدأت في الالتقاء بأصدقائها مرة أخرى. |
Kızlar programa gelip erkek Arkadaşlarını övüyorlar. | Open Subtitles | فتيات تظهر على التلفاز كي تتباهى .بأصدقائها الشُبان |
Arkadaşlarını öğrenmeliyiz. Hepsi üniversiteye gittiler. | Open Subtitles | نحتاج إلى قائمة بأصدقائها ذهبو جميعاً الى الجامعة |
Bu yüzden... belki bana yeni numarasını verirsin ya da ben... eski Arkadaşlarını ararım. | Open Subtitles | لذا.. ربما يمكنك إعطائي رقم هاتفها الجديد او ربما يمكنني الاتصال بأصدقائها القدامي |
Bütün Arkadaşlarını aradık, ama kimse nerede olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | اتصلنا بأصدقائها , و لم يعرف أحد مكانها |
Ona mesajlar bırakıyorum. Arkadaşlarını arıyorum. | Open Subtitles | تركتُ لها رسائل، إتصلتُ بأصدقائها. |
Ama onu aradım. Arkadaşlarını aradım. | Open Subtitles | لكنني اتصلت به واتصلت بأصدقائها |
Arkadaşlarını aradım. Odasına gittim. | Open Subtitles | إتصلتُ بأصدقائها ، ذهبت إلى غرفتها |
Sacker'a söyle Çit Foncu Arkadaşlarını arasın. | Open Subtitles | لا، اجعلها تتصل بأصدقائها في الصندوق |
Arkadaşlarını, komşularımızı aradım. | Open Subtitles | اتصلت بأصدقائها وجيراننا |
(Kahkahalar) Gelişen ve kargaşayla dolu bir ülkede çalışıp... ...aile ve Arkadaşlarını düşünüyor. Silahlı bir adamın acısını çıkartmak veya... ...sınırın bir tarafından öbür tarafına giden yolu... ...almak zorundalar ve benim... ...onlar için değerli birşey yapabilirim; ... ...onları düşünebilirim. | TED | (ضحك) كانت تفكر بأصدقائها وعائلتها الذين يعملون بالمناطق التي تعمها الفوضى والبلاد النامية وفكرت فيما يمكن أن يشكل قيمة لهم في حالة حدوث كارثة تضطرهم للدفع مقابل عبور الحدود أو رشوة رجل مسلح |
Diğer arkadaşlarıyla takılıyordur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنها لحقت بأصدقائها الآخرين |
Komşularının dediğine göre Cici Weston orta gelirli biri ve arkadaşlarıyla karşılaştırınca onlar kadar bile parası yok. | Open Subtitles | يقول الجيران أن (سيسي ويستن) إمرأة عادية تماماً و مقارنة بأصدقائها, فهي لا تملك ذلك القدر الكافي من المال |
Rhoda evi arkadaşlarıyla doldururdu. | Open Subtitles | (رودا) إعتادت ملئ المنزل بأصدقائها. |