Hoşnut müşteri mağazada daha çok vakit geçirir. Hatta arkadaşlarını getirir. | Open Subtitles | عملاء سعداء سوف يظلون فى المتجر و لربما ياتون بأصدقائهم |
Hemen işe koyuldular ve arkadaşlarını bölgeye çağırdılar tamirciler, mühendisler, yükleniciler. | Open Subtitles | جميعهنّ ساهمن، واتصلن بأصدقائهم في المنطقة: ميكانيكيين، مُهندسين، ومُقاولين. |
Hades'e geçmiş arkadaşlarını ya da akrabalarını selamlamak için gelmişler. | Open Subtitles | إنّهم هنا ليرحبّوا بأصدقائهم ...و أقربائهم الذين دخلوا (إلى (هايديس |
Mutluluklarını göstermek için fotoğraflar hazırlarlar birbirlerini aile ve arkadaşlarıyla tanıştırırlar. | Open Subtitles | ويعرفونَ بعضهم البعضِ بأصدقائهم وعائلاتهم ويبدو ذلكَـ شعوراً حقيقيّاً |
arkadaşlarıyla konuşup mesajlarına bakmalıyız ve... | Open Subtitles | ذلك غريب علينا ان نتصل بأصدقائهم و نتفقد رسائلهم و كاميرات المراقبة |
Şehirde arkadaşlarıyla buluşmuş galiba. | Open Subtitles | يلتقون بأصدقائهم في المدينة,بعد الطوفان |
Cevap alamazsam tüm vampirleri Gölge Avcısı arkadaşlarıyla yakın ilişki kurmaktan men edebilirim. | Open Subtitles | وإن لم أحصل عليها، فقد أمنع كل مصاصي الدماء من الاختلاط بأصدقائهم من الـ"شادو هانتير". |