Bu nedenle 900.000 insan ya ölmüş olur ya da kalp kaslarında çok ciddi hasar olur. | TED | وبالتالي إما ٩٠٠ ألف شخص قد ماتوا أو أصيبوا بأضرار كبيرة لعضلة القلب |
Şehirdeki binaların %97'si ya yıkılmış ya da ağır hasar görmüştü. | Open Subtitles | سبعة وتسعون بالمائة من مبانى المدينة أصبح ما بين مدمر ومصاب بأضرار جسيمة |
Bu sadece savaşın bıraktığı iyileştirilemez hasar. | Open Subtitles | الأمر فقط أن الحرب تسببت له له بأضرار لا يمكن تداركها |
Yarbay, hali hazırda hasar almışken, iki gemiyle daha çarpışmak istemem! | Open Subtitles | أيّتها العقيد، بما أننا قد أصبنا بأضرار بالفعل أفضّل عدم مواجهة سفينتان أخريان |
Bu deney, işlenmiş şekerin ve aşırı früktozun milyonlarca insanın sağlığı ve refahında yarattığı ciddi hasarı bana kanıtladı. | Open Subtitles | هذه التجربة اثبتت لي بأن السكر المكرر وكثرة الفركتوز, تسببت بأضرار شديده على الصحه وصحة الملايين من الناس |
Geri çekilmeleri için onlara karşı koz arayanlar ise bizleriz yoksa tamir edemeyeceğimiz hasarlara neden olabilirler. | Open Subtitles | نحنُ من سيحاول أن يُأثر عليهم لجعلهم يتراجعون، وإلا فسوفَ يتسببون بأضرار لا نستطيع إصلاحها. |
Bilgisayarında da ciddi hasar vardı. | Open Subtitles | وجهاز الكمبيوتر الخاص بها أصيب بأضرار بالغة |
Evet bunu her kim yaptıysa sisteme ciddi hasar vermiş. | Open Subtitles | نعم، من فعل هذا تسبب بأضرار كبيرة للنظام. |
Bir yığını, bir uyduyu yörüngeden çıkartabilir ama ciddi yapısal hasar vermek? | Open Subtitles | سرب منه قد يُخرج قمراً صناعيّاً من مداره، لكن التسبب بأضرار هيكليّة شديدة؟ |
Dün gece ciddi hasar aldığını duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنهُ قد أُصيبَ بأضرار كبيرة الليلة الماضية. |
Solar retinopati olmuşsun. Retinaların ciddi hasar almış. | Open Subtitles | أنت تعاني من اعتلال الشبكية، شبكية العين مصابة بأضرار بالغة |
Geniş spektrumlu antibiyotikle kontrol altında tutuyoruz ama diğer böbreği de ciddi bir hasar almış. | Open Subtitles | أبقيناه تحت المراقبة مع علاج مكثّف بالمضادات الحيوية لكنّ كِليته التي نجت أصيبت بأضرار بليغة |
şuanda melezim uçağın elektrik sistemine.. tamir edilemez hasar veriyor. | Open Subtitles | الحيوان "المهجّن" يلحق نظام الطائرة الكهربائي بأضرار لا يمكن إصلاحها |
Kızın göğüs ve karın bölümü fazla hasar görmüştü. | Open Subtitles | أجزاء من صدرها و بطنها أصيبوا بأضرار بالغة... |
Dost kovan ciddi hasar alıyor. | Open Subtitles | الخليّة الصديقة تصاب بأضرار جسيمة |
Dostlarıma kalıcı bir hasar vermek istemem. | Open Subtitles | بعد كُل شيئ, لا أُريد القيام بأضرار دائمة... ... |
- Eğer oraya girersek iki tarafta epeyce hasar alır. | Open Subtitles | - إذا دخلنا هناك فسينتهي الأمر بأضرار تأمينية |
- Dış kabuğa hasar alıyoruz. | Open Subtitles | -نصاب بأضرار على الهيكل الخارجي |
Pennsylvania plakalı bir araç var, bayağı hasar almış. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}هناك سيّارة مصابة بأضرار كبيرة ''و تحمل لوحة ''بنسلفانيا |
- Sinir hasarı riski olmadan olmaz. | Open Subtitles | - ليس بدون المخاطرة بأضرار كبيره -- |
50 günü aşkın süredir bölgede devam eden gösteriler bu hasarlara sebep olarak vahşi bir boyut kazandı. | Open Subtitles | مظاهرات عنيفة وقعتْ اليوم وتسبّبتْ بأضرار .لما يُقارب 50 منشأة في الساحة |