Seni kötü bir çalışanın söylediği çirkin yalanlarla etkilemeye çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول إقناعك بأكاذيب بغيضة من موظف مستاء |
Şimdi, kendimizi yalanlarla sarıp sarmalamayı çok seviyoruz. | TED | الآن , نحن نود أن نُغَلف أنفسنا بأكاذيب . |
Amerikalılar onu kaçırdı ve kafasını yalanlarla doldurdular... | Open Subtitles | الأمريكيين أخذوها، وملئوا رأسها بأكاذيب ... |
Orada bu tür yalanlar söyleyerek memuriyetlerine devam eden insanlar olduğunu biliyorum. | TED | أعرف بعض الناس الذين دخلوا هذا المكان بأكاذيب مثل هذه. |
Sürekli. Bazı yalanlar için diğer yalanlara nazaran daha fazla uğraşır. Anne. | Open Subtitles | بإستمرار ، وتضع جهداً أكبر بأكاذيب عن سواها |
Şili, bir tiranın yalanlarını ilelebet sinesine çekemez. | Open Subtitles | تشيلي لا يمكن أن تستمر بأكاذيب طاغية إلى الأبد. |
Bana düşmanlarımın yalanlarını hatırlatmak için mi buradasınız? | Open Subtitles | أنت هنا لتذكرتى بأكاذيب أعدائى؟ |
Michael Kritschgau, ...seni güzel yalanlarla kandırdı. | Open Subtitles | لقد خدعك بأكاذيب جميلة. |
Cesetleri yalanlarla örtüldü. | Open Subtitles | هناك جثث محاطة بأكاذيب |
Tüm şehre, benimle ilgili başka korkunç yalanlar yaymadan önce al bunu. | Open Subtitles | و قبل أن تجري إتصالات بأكاذيب صارخة عنّي، إليك هذا |
Ben ve Joffrey hakkında yalanlar söyleyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أتوقع أنك ستخبره بأكاذيب عني وعن"جوفري". |
Sahipleriniz size hakkımda yalanlar söylemiş veya hiçbir şey söylememiş olabilirler. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}ربما أخبركم أسيادكم بأكاذيب عني أو لم يقولوا شيء |
Aklıma yalanlar fısıldadı. | Open Subtitles | -لقد همست في أذني بأكاذيب |
Bana düşmanlarımın yalanlarını hatırlatmak için mi buradasınız? | Open Subtitles | أنت هنا لتذكرتى بأكاذيب أعدائى؟ |