Geceleri William Herschel gökyüzünü zamanının en büyük teleskobuyla tarıyordu. | Open Subtitles | مسح وليام هرشل السماء في الليل بأكبر تلسكوب في وقته |
Yazabileceğimiz kadar büyük yazmıştık. Bulabildiğimiz en büyük yazı tipi oydu. | Open Subtitles | كتبناها بأكبر ما يمكننا بكتيب التعليمات لقد كان أكبر خط لدينا |
Ancak 13. Yüzyılda başlıca Rönesans'la batıda, insanlık tarihinin en büyük kimlik krizine neden olan bir fenomen başladı. | TED | لكن هناك ظاهرة بدأت في القرن 13 وتحديداً في عصر النهضة، في الغرب وتسببت بأكبر أزمة هوية في تاريخ الإنسانية |
İnsanlığın şimdiye kadar gördüğü bilgi birikimindeki en büyük kavram değişimini yaşıyor olabiliriz. | TED | ربما نحن نمر بأكبر تحوّل في التفكير نحو المعرفة التي شهدتها الإنسانية على الإطلاق. |
Ancak, son yıllarda, Japonya en büyük yabancı yatırımlarını Çin'e yapıyor. | TED | ولكن في السنوات السابقة، كانت اليابان تقوم بأكبر استثماراتها الخارجية في الصين. |
Burada, Adalet departmanı da araba parçası pazarına bakıyor, ve departman bunu bu güne kadar takip ettiği en büyük suç soruşturması olarak tanımlıyor | TED | ما تزال وزارة العدل تتحرى في سوق أجزاء السيارات وهو ماتم وصفه بأكبر تحري إجرامي تم العمل عليه |
Bunu anlamak için en büyük katkının kariyerin kaçıncı yılında yapılabileceği ihtimaline bakıyoruz. | TED | لتحديد ذلك نحن ننظر إلى إحتمالية أن تقوم بأكبر اكتشاف لك دعنا نقول، سنة، إثنان، ثلاثة أو 10 في حياتك المهنية؟ |
Örneğin 2004'te devasa bir deprem, Japonya'nın en büyük adasında bir bölgeyi mahvetti. | TED | على سبيل المثال، في 2004، تعرضت منطقة تقع بأكبر جزيرة باليابان لهزه أرضية عنيفة. |
Hepimiz ağlamamıza rağmen, şimdiye kadar bizim için doğru olan en büyük şeyin tadını çıkarmak için çok az zaman harcıyoruz. | TED | على الرغم من كل ما يجب علينا أن نندبه فإننا نقضي القليل من الوقت للاستمتاع بأكبر شيء منفرد حدث لنا. |
Belki hatırlarsınız AOL-Time birleşmesini zamanının tek seferdeki en büyük anlaşması olarak duyurulmuştu. | TED | ربما تذكرون هذا الإندماج ما بين شركتي أمريكا أونلاين وتايم وارنر الذي بشّر في ذلك الوقت بأكبر صفقة مفردة طوال التاريخ. |
"Çok gülüyorum. Yılın en büyük atlatma haberi kucağıma düştü." | Open Subtitles | هل لى أن أضحك , اصطدمت بأكبر سبق صحفى لهذا العام وانا فى الطريق |
Eğer gelen Dumanlı Bebek'se, en büyük hayranıyla karşılaşmak üzere! | Open Subtitles | حسنا اليس هذا جميلا في الوقت المناسب تماما للقائها بأكبر المعجبين |
Hayatının en büyük hatasını yapmak üzeresin ve bunun da farkındasın. | Open Subtitles | أنت على وشك القيام بأكبر خطأ ممكن على الاطلاق، وأنت تعرف ذلك |
Her mevkideki insanın faydalanabileceği Avrupa'nın en büyük kütüphanesine sahip ...bir Üniversite yaptırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد بناء جامعة بأكبر مكتبة في أوروبا حيث يستطيع الناس من كل الطبقات الدراسة منها |
Geldikleri zaman, gördüğün en büyük partiyi yapacağız. | Open Subtitles | وعندما يفعلون ذلك .. سنقوم بأكبر حفل سترينه |
Bence bu sektör, tarihte halkına karşı en büyük dolandırıcılığı yapan sektördür. | Open Subtitles | صناعة قامت عن عمد بأكبر عملية احتيال على الرأي العام الأمريكي في التاريخ |
en büyük göğüsler kesinlikle Cecilia'da. | Open Subtitles | سيسيليا بالتأكيد هي الفائزة بأكبر صدر صفقي لنفسكِ سيسيليا |
Sen tarihinin en büyük güç yeraltı kaldırmak için iblisleri ve büyücülere birleştirmek. | Open Subtitles | لقد وحّدت المشعوذين و السحرة ليعيدوا العالم السفلي بأكبر قوة في التاريخ |
Bu, bir yıldızın ulaşabileceği en büyük boyuttur. | Open Subtitles | وهو ما يدعونا للتفكير بأكبر حجم ممكن أن يصل إليه النجم |
Bir kez daha büyük bir fikrim vardı ama hayatımda bu riski almadan önce... | Open Subtitles | مره اخرى اليوم خطرت لي فكرة كبيرة لكن قبل ان اقوم بأكبر مخاطرة في حياتي |
Sonra o gün neler olduğunu mümkün olduğunca doğru şekilde iletmeye çalıştık. | TED | بعدها حاولنا نقل ما حدث ذلك اليوم بأكبر قدر ممكن من الدقة. |