"بأكمله و" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • Tüm
        
    • bütün
        
    Tüm o pozların ve küstahlıklarının nedeni layık olmadığını düşünmenden kaynaklanıyor. Open Subtitles هذا السلوك بأكمله و هذه الوقاحة لأنه طوال هذا الوقت ظننتِ بأنكِ غير جديرة بأي شيء
    İçeriye şöyle bir baktın ve Tüm hayatın gözünün önünden geçti. Open Subtitles و ربّما نظرتِ إلى المذبح فرأيتِ مستقبلكِ بأكمله و لم يكن مثاليّاً،
    bütün gece uyanık olurduk ve Krampus'tan saklanırdık. Open Subtitles كنا نمضي الليل بأكمله و نحن نختبئ من كرامباس
    bütün günümü buz torbasıyla geçiremem. Open Subtitles لا يمكنني قضاء اليوم بأكمله و انا واضعها في كيس ثلجي
    Belki de bütün bir yıl resepsiyonist ile takıldığın içindir. Open Subtitles ربما السبب أنّك قضيت العام بأكمله و أنت تغازل موظفة الاستقبال
    bütün dünyadan ve içindeki her şeyden nefret etmeli. Open Subtitles أظلم الأماكن في قلبه. يحتاج لأن يكره العالم بأكمله و كل شيء فيه.
    Dünyadaki bütün sorunları ve insanların... problemlerini yok edebilir. Open Subtitles لن تواجه متاعب في في معالجة عالم بأكمله .و كل البشر الذين فيه
    bütün mahalleli ile görüştük ve şu an itibariyle bir kişi bile çıkıp-- Open Subtitles لقد فتّشنا الحي بأكمله و حتى الآن , لم يأتِ أي شخص
    Tüm mahalleyi koruyoruz ve bu yaptığın şeyle şaka olduğunu düşünsen de bize gerçekten zarar veriyorsun. Open Subtitles نحن نحمي هذا الحي بأكمله و ما فعلته ، ربّما تظن أنّها مجرد نكتة لكنّك آذيتنا حقّاً
    Tüm müdürlüğün üstüne çıkmaya başladığımda hemen onu dargınlıklar ve onun iyi giden ilişkilere kaçınılmaz zararları izliyor. Open Subtitles ثم سرعان ما سيبدأ الكسوف القسم بأكمله و الإستيلاء و الضرر الذي لا مفر منه لعلاقات العمل التي ستأتي سريعًا
    Bu yüzden nesneleri alt kırılımlarına ayırarak ve bütün sistemi ve nesnenin Tüm yaşamını, herşeyi, ta başlangıçtan yaşamının sonuna dek, göz önüne alıp akıllı, zarif, sofistike çözümler ortaya koyarak, gerçekten de yenilikçi çözümler bulmaya başlayabiliriz. TED لذا تفكيك الاشياء و ايصال حلول ذكية ,انيقة و متطورة تأخذ بعين الاعتبار النظام بأكمله و حياة الشئ كله . جميع الاشياء رجوعا الى الاستخراج الى نهاية الحياة نستطيع حينها ان نجد حلول مبتكرة حقا
    Bana 9:15'te çay getirdiği zamana kadar bütün evi temizlerdi ve bunu o kadar sessiz yapıyordu ki 14 senede beni bir kez bile uyandırmadı. Open Subtitles و فى الوقت المحدد كان يعد لى قدح الشاى الخاص بى و يحضره لى فى تمام الساعه التاسعه و الربع ثم يقوم بتنظيف المنزل بأكمله و كان يفعل ذلك بمنتهى الهدوء و على مدار 14 عاما لم يقم بإيقاظى مطلقا
    Ya da tavuk pişerken erkek arkadaşıyla sevişiyordur, ki Tüm mahalle ona giderken... o bunu yapıyordu. Open Subtitles او أن تمارس الجنس مع حبيبها بينما احترق الدجاج و هذا ما كانت تفعله عندما دخل الحي بأكمله و رأها
    Tüm şantiyeyi dolaş, hepsini kendin kontrol et. Open Subtitles تجول في الموقع بأكمله و تفقد كل واحدة بنفسك.
    Sungazer kertenkelesinin bütün vücudunu kaplayan dikenleri vardır. Open Subtitles السحلية المدببة لديها مسامير تغطي جسمها بأكمله و الكثير من السحالي تستطيع تغيير لونها
    İzle. bütün vücudumu gevşetip yere doğru çömeleceğim. Open Subtitles راقبني بينما أُرخي جسدي بأكمله و أسقط على الأرض
    bütün gece, başında yeni bir üniforma diktirdi. Open Subtitles جعله يعمل الليل بأكمله و حصل على زي جديد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more