Elimizde bulantı torbaları, manzaraların yanından geçerken pencereden bir şey görmeye çalışırdık. | Open Subtitles | ممسكين بأكياس خاصة للتقيؤ نجهد أنفسنا لرؤية منظر طبيعي من خلال النافذة لم نره من قبل |
Şüphelenip valizi açtım ve kokain dolu torbaları gördüm. | Open Subtitles | لذلك، كنوع من الشك قمت بفتح الحقيبة ورأيتها مملؤة بأكياس الكوكايين |
Aşağıda kan torbası dolu bir buzluğumuz var biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لدينا صندوق مثلّج بالأسفل مليء بأكياس الدم كما تعلم. |
Mağazalarda eşyaları poşetleme işine girmek zorunda da kalabilirdiniz. | Open Subtitles | قد تكونوا تضعون المشتريات بأكياس في محل "توقف واشتري" |
Kasayı fındık çuvalları ile doldururuz. | Open Subtitles | نملئ الخزينة بأكياس من البندق. |
Bari pencereleri çöp torbasıyla kapattığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني على الأقل أنك أغلقت النوافذ بأكياس قمامة |
Steril salin poşetlerine kastil sabunu koyup kullansak olmaz mı? | Open Subtitles | ماذا لو إستعمل صابون زيت الزيتون ومزجه بأكياس محلول معقم ملحي ؟ |
Arabaya koyamadığımız her şeyi çöp torbalarına koyup havuza yerleştirdik. | Open Subtitles | كل ما لم نستطيع أدخاله في السيارة قمنا بلفه بأكياس القمامة وثم أغرقناه في المسبح |
Çöp poşetleriyle kaplayıp.. | Open Subtitles | وجعلتها منيعة من الماء بأكياس القمامة |
Fırtınanın yaklaştığını biliyorsunuz, set kırılmış ve kimse ortaya para koymuyor, siz de evinizin etrafını kum torbalarıyla çevreliyorsunuz. | TED | أنت تعلم بقدوم عاصفة، السور محطم، لا أحد يقوم باصلاحه، تحيط منزلك بأكياس الرمل. |
Sen gelirsin diye umarak birkaç ayda bir kan torbaları topladım. | Open Subtitles | لقد كنت أستمد بأكياس الدم كلبضعةأشهر, علىأملأن تعود,منالواضح. |
-Peki ya kara ceset torbaları hakkında ne düşünüyorsun? . | Open Subtitles | وما رأيك بأكياس الجثث السوداء؟ |
Beni kum torbası niyetine kullandılar. | Open Subtitles | سيضعوني بأكياس الرمال |
Mezarlarda sadece kum torbası dolu tabutlar varmış. | Open Subtitles | توابيت ملأى بأكياس الرّمل ... |
Ben zaten eşyaları poşetleme işindeyim. | Open Subtitles | انا اضع المشتريات بأكياس في محل "توقف واشتري" |
Çünkü dün akşam rüyamda para çuvalları gördüm. | Open Subtitles | حلمت بأكياس المال اللّيلة |
Öldükten sonra, katil kızın cesedini yakmaya çalışmış, beceremeyince bedenini çöp torbasıyla örterek nehir kenarına terk etmiş. | Open Subtitles | عندما كانت تحاول الإنتحار بإلقاء نفسها بالنيران عندما فشلت تلك المحاولة , إنتهى به المطاف بجانب النهر مغّلف بأكياس القمامة |
Anlıyor musun? Çöp poşetlerine bile doldurman gerekse paranın her bir kuruşunu vereceksin ona! | Open Subtitles | لا يهُمني إنْ حشوتها بأكياس قمامة |
Peki siyah ceset torbalarına ne diyeceksin? | Open Subtitles | وما رأيك بأكياس الجثث السوداء؟ |
O çimento poşetleriyle ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا تفعلين بأكياس الإسمنت؟ |