"بأنك لديك" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu

Bir sorunu çözmenin tek yolu bir sorunun olduğunu kabul etmen.
والطريقة الوحيدة لمعالجة المشكلة هو ان تدرك بأنك لديك حل

Burada ormanın içinde bir başınayken gücün sende olduğunu mu zannediyorsun?
أتعتقدى بأنك لديك القوة هنا فى الغابة، وحدك ؟

Clayton'ın ölmesi gerekliliği için kişisel sebeplerinizin olduğunu anlayabiliyorum...
أفهم بأنك لديك بعض الأسباب الشخصية في جعل كلايتون ميتا

Düzen ve tahmin edilebilirlik ihtiyacı ile ilgili çözmen gerek sorunlar olduğunu okumuştum.
اتعلم, لقد قرأت بأنك لديك بعض المسائل الغير المحلولة والتي تحتاج إلى التنظيم والقدرة على التنبؤ

Bu gece planların olduğunu sanıyordum.
أعتقد بأنك لديك بعض الخطط من أجل الليلة

Kendi şirketin olduğunu sana hatırlatabilir miyim?
هل اذكرك بأنك لديك شركة أمن خاصه بك

Önünde verilecek büyük bir karar olduğunu hissediyorum.
أشعرث بأنك لديك قرارٌ كبيرٌ لإتخاذه

Dava ile ilgili elinde bilgi olduğunu söyle.
أخبره بأنك لديك المعلومات حول قضيته

Her neyse, bu kitabı karıştıyordum ve sandığımdan daha deli olup olmadığımı düşünüyordum, belki de bu konuda eğitimli değilseniz bir zihinsel bozukluğunuz olduğunu kendinizin teşhis etmesi pek iyi bir fikir değildir ya da psikiatri mesleğinin normal insan davranışlarını zihinsel bozukluk olarak etiketlemek gibi enteresan bir zevki var.
أيا كان، فقد كنت أنظر في خلال هذا الكتاب، متسائلا إن كنت أكثر جنونا مما كنت أتوقع. أو ربما إنها ليست بفكرة جيدة أن تشخص نفسك بأنك لديك أي مرض نفسي إذا لم تكن مدربا لتعمل باحتراف في هذا المجال، أو ربما مهنة الطب النفسي لديهم رغبة غريبة ليصموا ما يعتبر سلوكا إنسانيا طبيعيا على أنه اضطراب نفسي.

El, bir sürü sorun olduğunu biliyorum ama şu an ihtiyacımız olan cevaplar sende.
(إل)، أعرف بأنك لديك العديد من الاسئلة لكن الآن أنتِ لديكِ الاجوبة التي نحتاجها

Sorun olduğunu duydum..
حسناً, سمعت بأنك لديك مشكلة

Öldü. Şimdi Waylon'u ara ve parasının sende olduğunu söyle.
لتتصل بـ(ويلان)، لتخبره بأنك لديك النقود التي يُريدها.

Bir planının olduğunu farz ediyorum?
أفترض بأنك لديك خطة ؟

Pekâlâ Efendim, dinleyin Albay Telford'la sorunlarınız olduğunu biliyorum ama bu konuda ciddi olamazsı--
حسناً، أنظر سيدي، اتفهم بأنك لديك مشاكل مع العقيد (تيلفورد)، لكن لا يمكنك جدياً...