Karım, aramızda geçenlerin onun için önemli olmadığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً، زوجتي قالت بأنها لا تمانع ما كنا نقوم به |
Tarikatla ilgisi olmadığını düşünmek saflık olur. | Open Subtitles | من السذاجة ألا نفكر بأنها لا تنتسب للجماعة |
Seninle işi olmadığını da. | Open Subtitles | وقالت أيضاً بأنها لا تريد التعامل معك قط |
Öyle olsa bile bunun hukuki, sanatsal veya edebi değeri olmadığını kanıtlamanız gerek. | Open Subtitles | حتى لو كانت كذلك، لا يزال عليك إثبات بأنها لا تملك قيمة قانونية أو فنية أو أدبية |
Bunun onun suçu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنظري , لا أفكر بأنها لا أعتقد بأن هذا كله ذنبها . حسناً ؟ |
O 'muhteşem adamlar', Leydi Godiva'nın giyecek hiç bir şeyi olmadığını iddia ederek Ascot'ta kraliyet duvarlarını aşmasından beridir en büyük göstericiler. | Open Subtitles | بأولئك "الرجال العِظام", تعني "أكبر المتفاخرين" منذ أن قامت ليدي جوديفا "بدخول المحمية الملكية في في أسكوت, مدعيةً بأنها لا تملك ماتلبسه" |
Başka seçeneği olmadığını söylediğinde de "'karnaval' okuma bana" der. | Open Subtitles | عندما تخبرها بأنها لا تملك خياراً ستقول لك "لا تعطيني طماطم قديمة" |
Erkek arkadaşının olmadığını söylediği halde. | Open Subtitles | حتى ولو قالت بأنها لا تمتلك عشيقاً |
O kızın entrikacı olmadığını söyleme bana. | Open Subtitles | لا تقولي لي بأنها لا تكنّ لكِ بضغينة. |
- Lütfen bana olmadığını söyle. | Open Subtitles | أرجوك قل لي بأنها لا تقول الحقيقه |
Biliyorum, anlamaya çalışıyorum. Kargo şirketi kaydın olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | أعرف، أنا أحاول معرفة ذلك، شركة "فيديكس" لا تزال تخبرني بأنها لا تمتلك سجلات لذلك. |
İstediğin her şeyin onda olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | الأن ,أعرف بأنها لا تملك كل ما ترغب به |
Beni ilk önce kimin yakalayacağının umurunda olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنها لا تكترث بمن وصل إليّ قبلًا. |
Randy yeni kolyesini taktığı sırada, ...salonda bulunan diğer kolyelerden farksız olmadığını fark etti. | Open Subtitles | و بإرتداء (راندي) قلادته الجديده لاحظ بأنها لا تختلف عن باقي القلائد الموجودة في الغرفة |
Katherine size elinde o kadar para olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتك (كاثرين) بأنها لا تملك النقود |
İfade veren Rosa Maria Correa yaptığından pişman olmadığını söyledi. | Open Subtitles | (و أقرت (روزا ماريا كوريا.. بأنها لا تندم علي ما فعلته |
Diana fazla hayal gücünün olmadığını söylüyor ama bence önemi yok, çünkü benimki ikimize de yeter. | Open Subtitles | (ديانا) تقول بأنها لا تملك مخيلة واسعة لكني لا اظنه مهمًا |
onun bir köpeğe benzemediğine kanın üstüne yemin et ya da gelmem. | Open Subtitles | فلقسم لي بالدم بأنها لا تشبه الكلب و إلا لن أذهب |
Kendini onun deli olduğuna inandırıyorsun ve böylece daha olası olan onun da seninle birlikte olmak istemediği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıyorsun. | Open Subtitles | إذا فأنت تحاول إقناع نفسك بأنها مجنونة الآن حتى لا تواجه الأمر المحتمل بأنها لا تريد مواعدتك أيضاً |
Eminim kendisi birisinin onun hakkında beni düşünmediğini düşünmesinden çok hoşlanır. | Open Subtitles | إنني متأكده بأنها ستحب بان تعلم بأن شخصاً ما يظن بأنها لا تعتني بي |