| O kadar özel olduğunu düşünüyordu ki, vadideki ayak takımıyla muhattap olma gereği duymadı ve vadi kızı Brook'un bunu bildiğinden emin oldu. | TED | اعتقدت بأنها مميزة جدًا لم تكن بحاجة للاختلاط مع أراذل الناس من الوادي وحرصت بأن فتاة الوادي بروك يعلم بذلك |
| Michael, onun çok özel olduğunu düşünüyor ama hiç de özel değil. | Open Subtitles | إنه يعتقد بأنها مميزة و هي ليست كذلك |
| özel olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | علمتُ بأنها مميزة |
| Michael onun çok özel olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد بأنها مميزة |
| - özel olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل لها بأنها مميزة |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 