Tamam. Ben gitmeden önce suyu kapasan iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد بأنه يجب أن تغلقي الماء قبل أن أغادر |
Bu iş daha fazla ciddileşmeden vazgeçsek iyi olacak. | Open Subtitles | علي أن أخبرك بأنه يجب أن نوقف العلاقة التي بيننا قبل أن تتطور أكثر |
Hazır sözü açılmışken... Bence konuşsak iyi olacak. Neden? | Open Subtitles | حول هذا أعتقد بأنه يجب أن نتحدث |
Cesur, dik kafalı, en iyi zamanlarını daha yeni geride bırakmış ve artık daha aza razı olmak zorunda olduğunu fark etmeye başlamış biri. | Open Subtitles | جرئية، لها أرائها الخاصة تعدت ذروتها بقليل و بدأت بإدراك بأنه يجب أن ترضى بما هو أقل |
Artık horozların yanında yatmak zorunda olduğunu da bilmelisin. | Open Subtitles | الآن، تعرف بأنه يجب أن تنام مع الطيور ايضاً |
Belki de kendini kanıtlamak zorunda olduğunu hissetti. | Open Subtitles | ربما شعر بأنه يجب أن يثبت نفسه |
Bence emniyet kemerini bağlasan iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يجب أن تربط حزامك |
Ama sanırım gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | ولكن أعتقد بأنه يجب أن أرحل |
Bunu sana geri versem iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يجب أن أعيد لك هذا |
İçeri girmesem daha iyi olacak. | Open Subtitles | لا أظن بأنه يجب أن أدخل |
- Aaron, artık başlasak iyi olacak. | Open Subtitles | (أرون) أظن بأنه يجب أن نبدأ مجددا |
Takım elbiseli erkeklerle çıkmak zorunda olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أظن بأنه يجب أن تكوني مع شخص ببذلة |