Çünkü izlediği amaçlara ilişkin bir şey öğrenir, çünkü yapmış olduğu şeyin yanlış olduğunu öğrenir. | TED | لأنّ الروبوتَ سيكونُ قد تعلّمَ مِن هذهِ التجربة بأنّهُ قد فعلَ شيئاً خاطئاً. |
Avukatın cezadan kurtulabilmen için, Trey'in tanıklık yapmamasının iyi bir şans olduğunu söyledi. | Open Subtitles | محاميكِ قال بأنّهُ سيكون لديكِ فرصة جيدة للخروج من هذا إذْ لم يشهد تراي لذا جعلته يفعل |
Ablam sizi endişelendiren birçok mesele olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ميونغ هي قد قالت بأنّهُ لديك العديدُ من المخاوف دائماً. |
Komşuları şiddetle tartıştıklarını ve kızın çıktığını söylüyor. | Open Subtitles | قال الجيران بأنّهُ كان لديهم خلاف كبير، ورحَلَت |
Gelmeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | هو يقول بأنّهُ لن يحضر. |
Ben tamamen unutmuş olsam da yalnızca benim ona verilebileceğim bir armağan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حتىَ أنا لقد نسيتُ بشأنهِ تماماً. لقد قالَ بأنّهُ قد كانَ هديّةً والتي أنا فقط من يستطيعُ إعطائها لهُ. |
Suçun tek bir kötü adamda olduğunu söylemek istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتريدين أن أقول لكِ بأنّهُ هُناك مجرم واحد؟ |
Kocamın ölümünden beri oğlum elinde ipucu olduğunu düşündüğü bir anahtarla tüm şehri geziyor. | Open Subtitles | لذا, منذ أن توفيّ زوجي, إبني يبحث ...في جميع أنحاء المدينة ومعهُ مفتاح يعتقد بأنّهُ دليل... |
Fakat bazıları bunun bir hata olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن هُنّالك بعض الأشخاص يظنُون ..! بأنّهُ خطأ |
Eşi Harbor'dan aradı ama müzakereye hazır olduğunu sanmam. | Open Subtitles | زوجتهُإتصلتمن مستشفى"هاربور" ولكنني لا أعتقد بأنّهُ مستعد للتفاوض |
Küçük bir çatlak olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنّهُ كسرٌ صغير جداً |
Ramal'ın ülkede olduğuna dair bilgi var ise, neyin peşinde olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | إن كانت تُشير المعلومات بأنَّ (رامال) موجودٌ في البلاد بالفعل.. ماذا تظن بأنّهُ سيفعلهُ؟ |
Darius hepimizi kurtaracak bir planı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول (داريس) بأنّهُ لديه خطّة لإنقاذنا جميعاً |
Ve patronlarınız bunu yapanın şirketin içinden olduğunu düşünürken, siz şüpheleri dağıtabildiniz çünkü onu bulmakla sorumlu kişi sizdiniz. | Open Subtitles | (آدم بير)، كطريقة لنفخِ صافرة مجهولة. وعندما اعتقد رؤسائكِ بأنّهُ كان شخصٌ داخل الشركة. فتمكّنتيمنتفاديالشكّ... |
Sen olduğunu biliyorum, Tom. | Open Subtitles | (أعلم بأنّهُ أنتَ (توم |
Petrol bulduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال بأنّهُ وجد نفط |
Adamım Greg'in hisse portföyünü hafta sonuna kadar elde edebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | رجُلى... يقول بأنّهُ يستطيع أن يحصُل على حقيبة (جريج) للأسهُم الماليّة بنهاية الأسبوع |