Duman kokusu duyarsan, Evin yanma ihtimali varsa kardeşlerini alıp hemen kaç. | Open Subtitles | فَخُذ إخوَتك، و اخرجوا من المنزل ،إن اشتمَمت رائح غاز و اعتقدت بأن المنزل سينفجر |
Evin düzgün temsil edilmesini isterim. | Open Subtitles | لا أود أن أشعر بأن المنزل لا يتم تمثيلهُ بشكلٍ لائق |
Evin bunun için doğru döneme ait olmadığını söyledi. | Open Subtitles | وقد اخبرنى بأن المنزل ليس من هذه الفترة من الزمن |
David, Evin takviye edildiğinden emin misin? | Open Subtitles | يا دايفيد , هل أنت متأكد بأن المنزل تم تعزيزه ؟ |
Evin tamamının izlendiğini varsayabiliriz. | Open Subtitles | يجب أن نفترض بأن المنزل مليئة بالكاميرات |
- Tüm bunları Evin yaptığını mı söylemeye çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | أتقول بأن المنزل جعل تلك الأشياء تحدُث؟ |
Evin her yerinde böcekler var biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم بأن المنزل محشو بأجهزة تنصت |
Emlakçıyı aradığım zaman bana Evin hâlâ müsait olduğunu söyledi heyecandan oturduğum yerden sıçradım. | Open Subtitles | عندما أتصلتُ بسمسار العقارات وقال بأن المنزل مازال متوفراً للبيع... كدتُ أقفز من الكرسي، فرحاً |
Evin kafayı yediğini söylüyor. | Open Subtitles | هي تقول بأن المنزل صار مجنوناً. |
Evin, mobilyaların ve yolların zevkine uygun olmasına, ve Leydi Catherine'in sevecen davranmasına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيدة بأن المنزل و الأثاث و الطرق تناسب ذوقك و أن سلوك لايدي (كاثرين) ودود و كريم |
Evin, mobilyaların ve yolların zevkine uygun olmasına, ve Leydi Catherine'in sevecen davranmasına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيدة بأن المنزل و الأثاث و الطرق تناسب ذوقك و أن سلوك لايدي (كاثرين) ودود و كريم |
Ona güvenli Evin temiz olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرته بأن المنزل آمن |
Neden Evin perili olmasını istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تأملين بأن المنزل مسكون؟ |
Lydia kocasıyla paylaştığı yazlık Evin resmen satılık olduğunu duyurmamı istedi. | Open Subtitles | طلبت منّي (ليديا) الاعلان بأن المنزل الشاطئي الذي تقاسمته مع زوجها أصبح معروضاً للبيع بشكل رسمي. |
Ally Evin kocaman olduğunu söyledi ve Sadie de Columbia'ya kabul edilişini kutlamak için bir sürü arkadaşını davet etti. | Open Subtitles | (آلي) قالت بأن المنزل كبير و (سيدي) دعت الكثير من الأصدقاء كي تحتفل بقبولها في جامعة "كولومبيا". |
Andrea, alıcının inşaat mühendisiyle anlaştığını ve onun da Evin artık sağlam olmadığını söylediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت (أندريا) بأن المُشتري جَلب مُهندس بناء الذي قال بأن المنزل الأن قد يكون غير آمِن. |
Diana, her seferinde Evin bensiz ne kadar soğuk ve boş olduğunu şikayet ediyordu ama ev benim için giderek bir sorun haline dönüşüyordu. | Open Subtitles | ديانا) كانت تتذمر كل) مرة بعد وقت من الزمان بأن المنزل خاوٍ وفاضي من دوني لكن المنزل كان وعلى نحو متصاعد فكرة صعبه بالنسبة لي |