Bu onun artık senin velin olmak istemediği anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني بأنها لم تعد ترغب بأن تكون ولي أمرك |
O nişangahın önünde olmak nedir, biliyorum. O kurşunu göğsümde hissetmek. | Open Subtitles | أعرف الشعور بأن تكون في مرمى النيران، لأشعر بالرصاصة تحترق صدري. |
Her zaman tek yönlü bir seyahat olma ihtimali vardı. | Open Subtitles | لكن دائماً كان هناك احتمال بأن تكون رحلة بلا عودة |
Evet Nathaniel, burada olmayı başından beri istemedin. Bu doğru. | Open Subtitles | أجل يا ناثانيل لكنك لم تحب أبداً بأن تكون هنا |
Tıpkı onun gibi biri olmanı ümit ettim ama öyle olmadı. | Open Subtitles | توقّعت بأن تكون مثله تماما لكنّك لم تكن كذلك |
Benden daha zeki olman gerekir, ama ben öyle hissetmiyorum. | Open Subtitles | من المفترض بأن تكون أذكى مني لكني لا أشعر بهذا |
Ama bence bağışlayıcı olmanın İyi bir baba olmakla alakası var | Open Subtitles | لكنّي أتصوّر أن تكون متسامحاً له علاقة بأن تكون أباً صالحاً |
Bunu sağlamanın tek yolu da kendinizi rahatsız olmaya zorlamak. | TED | والطريقة الوحيدة التي ستمكنك من تحقيق ذلك هو من خلال إجبار نفسك بأن تكون غير مرتاح. |
Her sabah neden uyanıyorsun, neden tabur amiri olmak istiyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تستفيق صباحاً راغباً بأن تكون رئيساً لمنظمه؟ |
Manken olmak için esir kampından çıkmış gibi zayıf olmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك بأن تكون تحت سجن مخيم نحيف لكي تكون عارض ازياء |
Belki daha sonra. Peki, kuş olmak nasıl, güzel mi? - Hayır. | Open Subtitles | ربما لا حقا لذا , هل الأمر جميل بأن تكون طيرا ؟ |
Şu an bildiğimiz her alanda eğitim sahibi olmak pek de mümkün değil. | TED | الآن أصبحت حقاً مستحيلة بأن تكون متعلماً في كل ميادين المعرفة الإنسانية. |
Peki nanopartikül nedir ve nano boyutta olmak ne anlama geliyor? | TED | لذا فما هي جزيئات النانو و ماذا يعني بأن تكون في حجم النانو؟ |
Artık bir cezaevi kuşu olmak istemezsin öyle değil mi? | Open Subtitles | إنك لا ترغب بأن تكون عصفور السجون طوال حياتك، أليس كذلك؟ |
Güzellik kraliçeliği işe yaramayınca ünlü bir politikacı olma hayalleri kurdu. | Open Subtitles | عندما لم تفز بـ"ملكة الجمال"، بدأت تتخيل بأن تكون سياسية شهيرة |
Bu şef olma yerine komi olmaya benziyor. | Open Subtitles | هذا أشبه بأن تكون عاملا في باص بدلا من أن تكون طباخا |
Pauline hep bir gün buranın müşterisi olmayı hayal eder. | Open Subtitles | بولين , تحلم بأن تكون زبونة هنا في يوم ما |
Dört yıldır bu şartlarda yaşıyorsun, kimse senden normal olmanı beklemiyor. | Open Subtitles | 4 سنوات و أنت تعيش تحت هذه الظروف لا أحد ينتظر منك بأن تكون طبيعي |
Burada olman rahatsızlık vermeni gerektirmiyor. Kes! | Open Subtitles | هذا لا يعني بأنك تسكن هنا لا يحق لك بأن تكون مصدر أزعاج |
Araştırmacılar uzun zamandır türler ne kadar akıllı olursa, neocorteks ne kadar büyük olursa, yalancı olmanın o kadar daha olası olduğunu bilmekteler. | TED | الباحثون ادركوا منذ زمن بعيد بأن النوع الأكثر ذكاء، ذات قشرة مخية حديثة أكبر، والاحتمال الأكثر بأن تكون مخادعة. |
ve "seçime karşı biyolojik zorunluluk" konusuna değinmeyeceğim bile çünkü eğer herhangi biriniz cinsel yönelimin bir seçim olduğuna inanıyorsa sizi dışarı çıkıp "gri" olmaya davet ediyorum. | TED | و انا لن أناقش مسألة الاختيار مقابل الحتمية البيولوجية لانه لو كان اي منكم يعتقد أن الميول الجنسي هو اختيار، اناشدك بالخروج و المحاولة بأن تكون رمادي. |
Bunun, hayatına heyecan katmanın bir yolu olmasını mı umuyorsun. | Open Subtitles | تأمل بأن تكون هذه طريقة لتعيد بعض الإثارة إلى حياتك؟ |
Bugün, tıbbi araştırmacılar olarak kendimizi, Rebecca ve onun gibi hastaların yüzüstü bıraktığımız son hastalardan olmasına adadık. | TED | فاليوم، نحن الباحثون الطبيون ملتزمون بأن تكون ريبيكا ومن مثلها آخر المرضى الذين نفشل في علاجهم |