Büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğümü söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البدء بالقول أعتقد بأن كان هنالك سوء تفاهم كبير هنا |
bir merdiven olduğunu hayal etti, cennete çıkan bir merdiven. | Open Subtitles | حلمت بأن كان هناك سلم سلم يذهب مباشرةً إلى الجنة. |
İki seçeneğim olduğunu söyledin, F almak ya da uzaklaştırılmak. | Open Subtitles | ،لقد قُلتَ بأن كان لدي خيارين .إما الرسوب أو الإيقاف |
Karısı Mary Parke Oustis. Yedi çocukları olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وكانت زوجته ماري بارك كوستيس أعرف بأن كان لديه سبعة أطفال |
Karısı Mary Parke Oustis. Yedi çocukları olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وكانت زوجته ماري بارك كوستيس أعرف بأن كان لديه سبعة أطفال |
Oğlunun kendine ciddi zararlar vermeye ne kadar yakın olduğuna dair bir fikri olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظنُ بأن كان لديه معرفة بمقدار إيذاء إبنه لنفسه |
Hatta senin onun geliştirilmesinde payının olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | وحتى قال بأن كان لديك مُساعِدة تساعدك بذلك |
Pekala, hakim açıkça hafifletici sebepler olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | لذلك، من الواضح أن القاضي إعتقد بأن كان هنالك بعض العوامل المخففة |
Darboğazda olduğunu biliyordum. Gayrimenkul işinde tamamen faka basmış. | Open Subtitles | أعلم بأن كان لديه بعض المشاكل المالية حيث قام بقلب الأمور رأساً على عقب |
Hani birisini tanıdığını düşünüp sonra da onun başka bir hayatı olduğunu öğrenirsin ya. | Open Subtitles | تعرفي عندما تعتقدين أنكِ تعرفي شخص ما، وبعد ذلك تكتشفي بأن كان لديهم هذه الحياة الأخرى بأكملها؟ |
Polislere tutanak tutarken, tüm olayın bir kaza olduğunu düşündüğümü söylemiştim. | Open Subtitles | بأن انا اخبرت الشرطة؟ في تقرير الشرطة انا دونت اقوالي بأن كان ذلك حادث |
Annemle sana yaşattığım onca acıyla, isyancılarla bir ilgin olduğunu düşündüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة للتفكير بأن كان لديك علاقة , مع المتمردين ولكل الآلم الذي سببته لك ولأمي |
Belki de Lorelei'ın içkici bir sürtük olduğunu kabul edersin. | Open Subtitles | مهلا، ربما يمكن أن نعترف بأن كان ريلي نوع من العاهرة المستعرة. |
Benim için asıl yerine oturmayan şey, odasında 6 kişinin olduğunu söylemesi. | Open Subtitles | بالنسبة ليّ، ما هو غير صحيح هو قوله بأن كان هناك ستة أشخاص |
Ve şimdi de bunun yapılabilecek en cesurca şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ،ولأطوّل مدة .لقد إعتقدتُ بأن كان ذلكَ سخيفًا والآن, أعتقدُ أنهُ أشجع أمرٍ |
Ve maalesef Jeremy gelip benzer fiyatlı Ford Focus'un daha iyi olduğunu iddia etmeye çalıştı. | Open Subtitles | عرضه مشاهد حول بلادنا. لسوء الحظ، وقال انه وصلت وحاول أن يجادل بأن كان بأسعار مماثلة فورد فوكس أفضل رهان. |
Topladığınız toprak örneklerinde, bazı saldırgan DNA'ların olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | "أظن بأن كان هناك بعض ال"دي إن أية المعدي في عينات التربة التي ُجمعت |
Ona araştırmaya devam etmesinin tehlikeli olduğunu söyledim. | Open Subtitles | حذرته، بأن كان تهوراً أن يكمل بحثه |
Böylece, rahatlıkla söyleyebilirim ki Gandi yüksek bir AQ skoruna sahipti. | TED | بهذه الطريقة، أظن أنه يمكنني باطمئنان أن أزعُم بأن كان لدى غاندي معدل تكيّفٍ عالٍ. |