Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
Tajfel soykırımda gördüğümüzün her birimizin içinde olan normal psikolojik sürecin yalnızca abartılı bir tezahürü olduğunu söyledi. | TED | قال تاجيفل بأن ما نراه في الهولوكوست مجرد تهويل لعمليات نفسية طبيعية توجد في كل فرد منا |
Yine de korkmak yerine çoğunuz, bahsettiklerimin havalı olduğunu düşüneceksiniz. | TED | ومع ذلك، بدلاً من الخوف، سيشعر معظمكم بأن ما أتحدُّث عنه مثير نوعاً ما. |
25 yıl önce gömdüğümüz şeyin öyle kalacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً قبل 25 عاماً بأن ما أخفيناهُ سيبقى سراً |
Bu gerçekleşirse size gösterdiğim gibi farelerde işe yarayan şeyin insanlarda da gerçekleşmesi mümkün görünecek. | TED | فإن ذلك سيمنحنا الأمل بأن ما نجح مع الفئران قد ينجح أيضا مع البشر. |
Gördüğünüzün, aynen söylediğiniz gibi olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أصدق بأن ما شاهدتيه قد حدث بالفعل كما قلتى تماماً |
Tek iyi yol onlara anlatılanların bir sürü saçmalık olduğunu anlamalarını sağlamaktır. | TED | حسنا، أفضل وسيلة لذلك هي حملهم لفهم بأن ما تم اخبارهم به ما هو إلا هراء. |
Birazı utangaçlık birazı da bundan doğacak sonuçların tam olarak geçerli olduğunu düşünmedikleri için. | TED | بعضهم بسبب الخجل؛ و البعض الآخر لأنهم لا يؤمنون بأن ما سينتج سيكون صالحا بالضرورة. |
Hemen onu arayıp, bu yaptığımızın çıIgınlık olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أتصل بها وأقول لها بأن ما فعلناه هو جنون |
Herkes, polisler, psikolog hepsi gördüğüm şeyin imkansız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الجميع, الشرطة و الاطباء النفسيون اخبرونى بأن ما رأيته كان مستحيلاً. |
Senin fenerlerinin de örtülü olduğunu hatırlatırım. | Open Subtitles | دعيني أذكرك بأن ما لديك مجرد مصابيح مطفئة |
- ...bağlı olduğunu. | Open Subtitles | وستجعل سلم يقول بأن ما تتمتعون به عدم من الحماس وبسبب الغيرة. |
Bu adamın gördüğünün kurbanın hayaleti olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول بأن ما رآه هذا الرجل كان شبح الضحية؟ |
Böylece, gözleminizin, gerçekten de test ettiğiniz şeyin bir sonucu olup olmadığını anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | بتلك الطريقة تعلم بأن ما تختبره هو فعلا الشيء المسؤول عن الملاحظة |
Neden ondan ayrılmıyorsun? Ona her şeyin bittiğini söyle. | Open Subtitles | لمَ لا تقطع العلاقة معها وحسب، أخبرها بأن ما بينكما قد إنتهى |
Hiç kimse, yaptıkları şeyin karmaşık olduğunu söyleyemezdi. | Open Subtitles | لا يمكن لأحد أن يقول بأن ما كانوا يفعلونه كان معقداً |
Sunacağın şeyin uygun bir şey olabileceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | اعتقد بوجود احتمال بأن ما تعرضينه قد يكون صحيحاً |
Bu 'gerçek aşk' denen şeyin bir komplo olabileceğini düşündün mü hiç? | Open Subtitles | ألم تفكري من قبل بأن ما يسمى بـ الحب الحقيقي مجرد مؤامرة ؟ |
Ya da en azından söylediklerinin gerçek olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | أو بالأحرى هي تُؤمن بأن ما تقوله هو الحقيقة |