Belki arada o işi de yaparız ama garip olmayacağını biliyorsun, çünkü ikimizin de çılgınca hedefleri var. | Open Subtitles | ربما من حين لآخر ولكنه ليس غريبا لأننا مجرد شخصين بأهداف عظيمة |
Ancak bunun da ötesine giderek Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri'nin -- tabii bunlara gerçekten ulaşmak istiyorsak -- bu güvenli faaliyet alanı içinde olması gerektiğini görmeliyiz. | TED | لكن علينا تجاوز هذا والاعتراف بأهداف التنمية المستدامة إذا أردنا حقاً تحقيق تلك الأهداف.. يجب أن يحدث هذا الآن في مجال العمل الآمن هذا. |
Yani şimdi; yüksek değerli hedefleri çok seven ve yüksek değerli hedeflerle dolu bir şehirde serbestçe dolaşan bir suikastçımız var demek. | Open Subtitles | اذاً, لدينا قاتل مأجور يحب الاهداف عاليه القيمه, في مدينه مليئه بأهداف قيمه -وقد بدأ منذ 6 ساعات |
Yapay zekalar ise sadece hedeflerle. | Open Subtitles | (الذكاء الاصطناعي) يولد مصحوبًا بأهداف فقط لا غير |
Aşırılar dinin amaçlarını görmüyorlar. Gerçekleri görmeyerek kendi kafalarına göre davranıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء هم متعصبون فقدوا معرفتهم بأهداف الدين |
Bugün burada konfederasyonun beşiğinde kurucularımızın amaçlarını halkına hatırlatmak için bulunuyorum. | Open Subtitles | الآن، أقف هنا اليوم في قلب الفيدرالية لتذكير أهلها بأهداف |
Kin besleyen birinin tipik hedefleri olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر بأهداف نموذجيّة لرجل لديه مظالم. |
..çünkü biz iki öfkeli,hedefleri olan adamlarız. | Open Subtitles | لأننا مجرد شخصين بأهداف عظيمة |
Daha eğlenceli hedeflerle devam ediyorlar. | Open Subtitles | يلتحقون بأهداف مسلية أكثر |