"بأوراق" - Translation from Arabic to Turkish

• kart
• yaprakları
• evraklarla
• Dağıttığın kağıtlarla

Oliver'ın Luke'un evinde uyuyamamasının sebebi arkadaşlarını davet ediyor ve gece yarısından sonraya kadar arkadaşlarıyla kart oynayıp içki içiyor.
سبب عدم قدرة أوليفر النوم في بيت لوك هو أن لوك يدعو أصدقاءه للمكوث عنده لوقت متأخر من الليل يلعبون بأوراق اللعب ويخمرون

Elinde kart olmadan oynaması zor bir oyun.
هذه مجازفة كبيرة عندما لا يلعب المرء بأوراق

Yapraklar ve çimler eklenmiş ve sonrasında da ipekten tac yaprakları, çok ilgi çekici bir dizayn olacak.
نطرز بعض الخضرة وعشب الحديقة وبعد ذلك نتبعها بأوراق الزهرة الحريرية انه قد يكون تصميما مثيرا جدا

Emekli olduğum zaman, basit bir tropikal adada üstsüz kadınların, öleceğim güne kadar basit muz yaprakları sallamasını istiyorum.
عندما أتقاعد سيكون في جزيرة إستوائية بسيطة مع نساء شبه عاريات يروّحون عني بأوراق شجر الموز البسيطة حتى يوم مماتي.

Hiç birşey için asla ve asla evraklarla uğraşmayan Kate'e.
كيت , التي لم تقم مطلقاً بأوراق عمل عن أي شيء , أبداً ؟

Dağıttığın kağıtlarla nasıl oyun oynarsın... işte önemli olan bu.
كيف تلعب بأوراق لعبت بها، ذلك هو المهم.

Hayatımın yarısı boyunca kart hilesi yaptım. Sanırım bazıları kayboluyordu.
لقد كنت أؤدي الخدعَ بأوراق اللعب طوالَ نصف عمري و أخمن أن بعضها اختفي.

Andy, hâlâ kart oynamak için geç saatlere kadar birlikte oturduğum kardeşimsin.
(آندي)، إنّك ما تزال أخي الصغير الذي كنت أسهر وألاعبه بأوراق اللعب.

Kevin ona bir kart numarası yapıyor.
كيفين) يريه خدعة بأوراق اللعب) !

Şimdi burada bekle, bende yaprakları getireyim. Az sonra olacaklara inanamayacaksın.
والآن ابق مكانكِ وسآتي بأوراق (نيست) لن تصدقي ما سيحدث تاليًا

Derinliklere inmeden önce madenciler kendilerini zehirli koka yaprakları ile güçlendiriyor.
، قبل الولوج للأعماق يقوي عمال المناجم أنفسهم بأوراق " الكوكا " المُسكرة

- Sahte evraklarla gelmiş olabilir.
قد يكون هنا بأوراق مزيّفة.

Elinde evraklarla ofisinden çıkıyordu.
رأيت " تشيبس " خارج من مكتبها بأوراق