"بأيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Her
        
    • zaten
        
    Her neyse, sonuçta buradan kovulduk ve ellerimizde zehirli otlar vardı. Open Subtitles بأيه حال, كنا هنا و كان هناك سمّ البلوط على أيدينا
    Her neyse, parti düzenliyoruz ve bütün aileyi orada istiyorum. Open Subtitles بأيه حال, إنه حفل و أنا أريد العائلة بأكملها هناك
    Evet, çıkmak istiyor. Her neyse, ikimiz de muhtemelen yalandan komada olduğunu biliyoruz. Open Subtitles أجل, يريد الخروج, بأيه حال أنا و أنت نعرف أنه ربنا يزيف هذا
    Her neyse, CD çıkmak üzere, ve ilk reklam birazdan başlayacak. Open Subtitles بأيه حال, الألبوم سيطرح و أول أعلان على وشك أن يبث
    Yani bu şeyi kazanamazsam, zaten oraya geri döneceğim. Open Subtitles أقصد, ان لم أربح هذا الشيء فسأعود إلى هناك بأيه حال
    Her neyse, kulübün batıyor olmasının tek sebebinin korkutucu bir muhitte yer alması olduğuna inanabiliyor musunuz? Open Subtitles بأيه حال, هل تصدقون السبب الوحيد لبيعه الملهى لأنه في حي مرعب؟
    Her neyse, mücadelende sana yardımcı olacağım ve seçim günü için reklamını yapacağım. Open Subtitles بأيه حال, سوف أساعدك على إدارة حملتك و أصنع أعلاناتك ليوم الأنتخاب
    Her zaman yaptığım bir şey, hangi oda olduğu mühim değil, girmeden illa ki kapısını çalarım. Open Subtitles أفعل هذا دائماً, أفعله بأيه جال مهما كانت الغرفة
    Her neyse, doğru bir başlangıç yapamadığımızı biliyorum bunun sebebi sadece benim senin gibi güzel ve kusursuz bir kadınla daha önce bir birliktelik yaşamamış olmam. Open Subtitles بأيه حال, أعلم أننا لم نتوافق جيداً لكن هذا لأني لست معتاداً على قضاء الوقت مع سيدة جديرة بالذكر و مميزة مثلك
    *Büyükanne tuhaf koksa da yine de onu kucakla, yine de kucakla o yaşlı sonuçta * * koksa da kucakla zengin sonuçta Her halukarda kucakla... * Open Subtitles قد تكون لجدتكم رائحة غريبة لكن عانقوها بأية حال, إنها مسّنه عانقوها بأيه حال, إنها مقرفة عانقوها بأيه حال, إنها غنية
    Her neyse, kızınıza karşı ilgi duyuyor, eğer buraya gelip onunla tanışabilse bu onu çok mutlu eder. Open Subtitles بأيه حال, إنه معجب بأبنتك قليلاً و سيعني له الكثير لو كان بإمكانه أن يأتي و يقابلها
    Her neyse şayet bir problem çıkarsa, Her ne olursa olsun bana gelebilirsin. Open Subtitles بأيه حال أذا واجهتك أيت مشكلة تعالي لتخبريني
    Her neyse, ben Poof Dergisi'nden bahsediyorum, sihirbazlar için olan dergi. Open Subtitles بأيه حال, كنت أتحدث عن مجلة "بوف" مجلة السحرة
    Her neyse, Panama yolunu yarılamıştım ki yerel gazetede bir şey gördüm. Open Subtitles بأيه حال, كنت في منتصف طريقي إلى "بنما" و رأيت شيئاً في الصحف المحلية
    Babam onları zehirler. Her neyse, size tavsiyem şu; Open Subtitles قام هو بتسميمهم بأيه حال, إليكم نصيحتي
    Her neyse, Yeni bir okula başlıyorsun. Open Subtitles بأيه حال, ستبدأ في مدرسة جديدة
    Her neyse Donna'nın dul bir arkadaşı varmış ve bende ona bir buluşma ayarlamayı teklif ettim Bir buluşmamı? Open Subtitles بأيه حال, أتضح أن لديها صديقة ...عزباء جديدة, و أقترحت لقاء دون تعارف؟
    Herneyse, ben hemen hemen Her konuda yalan söyledim. Open Subtitles بأيه حال, لقد كذبت بشأن كل شيء في هذا
    Siyah elbiseni ütüledim ama acele et, Her an gelebilirler. Open Subtitles لقد كويتُ ثوبكِ الأسود يجب أن ترتديه بسرعه لأنهم سيكونون هنا بأيه دقيقه "كارل" تعال هنا؟
    - Ardından da cızlamı çekti zaten. Open Subtitles وأنتهي بة الأمر بالإنتحار الأبن غير مصاب بأيه امراض
    Birlikte gideceğim kimsem yok zaten. Open Subtitles ليس لدي أحداً لأذهب معه بأيه حال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more