"بؤرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • odaklan
        
    • odak
        
    • odağı
        
    • yuvası
        
    • merkezi
        
    • merkezinde
        
    • merkez üssü
        
    Pantolonunu giymeye odaklan. Open Subtitles فقط بؤرة على الوَضْع ملابسكَ الداخلية تَعُودُ إليها.
    Eski Dinin merkezi olduğu ve güçlerinin odak noktasının orası olduğu söylenirdi. Open Subtitles يقال بأنها مركز الدين القديم و بؤرة قوتها
    Her dediğim dinlemişsiniz. İlgi odağı olmuşum. Open Subtitles إنكم تعلّقون على كل كلمة، أنا بؤرة الإهتمام
    Artık bu şehrin suç yuvası haline gelmesini izleyemeyeceğim. Open Subtitles رجاء اتصلوا ب القناة التاسعة. لا يمكنني بعد الأن الجلوس والمشاهدة بالرغم أن مدينتي أصبحت بؤرة للجريمة.
    Bunlar benim modern aşklarda erotik arzunun ve beraberinde getirdiği ikilemlerin doğası üzerine yaptığım keşiflerin merkezinde olan sorulardan bazıları. TED هذه بعض الأسئلة التي هي في بؤرة إستكشافي في طبيعة الرغبات الجنسية و ما يصاحبها من معضلات في الحب الحديث.
    Bu çöplük iyi ve kötünün mücadelesinin merkez üssü olacak. Open Subtitles هذا المكبّ هو بؤرة مباراة الشطرنج الأزلية بين الخير والشر
    Şimdi bu güle odaklan ve onun, canlı bir çiçekken, nasıl olduğunu düşünmeye çalış. Open Subtitles الآن بؤرة على هذه الوردةِ... ...وحاولي ان تتخيلي ماذا يجب ان يحدث ليكون كل شئ حي وحيوي.
    Pekâlâ, odaklan. Open Subtitles [دي] بخير، بؤرة. أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ هذا.
    - Korkuyor. - Duvara odaklan. Rahatla. Open Subtitles بؤرة على الحيطان- نريد آخذها-
    Bir milimetrelik odak noktası var, size az önce gösterdiğime kıyasla oldukça büyük bir oran. TED لديها بؤرة تبلغ مليمتر تقربيًا... بؤرة مكتنزة نوعًا ما مقارنة بالبؤرة التي أريتكم إياها.
    Zayıf yaratılışından dolayı, ...sınıftaki fırlamaların odak noktası olmuş. Open Subtitles - الإبتسامة " بالاضافة الى ترتيبها الضعيف أصبحت بؤرة الصف في الفشل
    Geçtiğimiz yıllarda, Çin bazı önemli fosil bulgularının odak noktası olmuştur. Open Subtitles في السنوات الأخيرة، كانت "الصين" بؤرة بعض أروع الاكتشافات الحفرية
    Bu normal bir şey, kötü değil o çok güzelken senin ergenliğe giriş yıllarında cinsel isteğinin odağı olabilir. Open Subtitles إنه أمر طبيعي، وليس مريض أنها أصبحت بؤرة إهتماماتك الجنسيّة المبكّرة
    Bu normal bir şey, kötü değil o çok güzelken senin ergenliğe giriş yıllarında cinsel isteğinin odağı olabilir. Open Subtitles إنه أمر طبيعي، وليس مريض أنها أصبحت بؤرة إهتماماتك الجنسيّة المبكّرة
    Yine kendini ilgi odağı sanıyorsun. Open Subtitles مرة أخري تعتقد أنك في بؤرة الإهتمام
    Eminim orası tam bir suç yuvası. Bunu açığa çıkarmak zorundayız. Open Subtitles .واثقٌ بأنّ ذلك المكان بؤرة للجريمة .يجبُ أنْ تفضحَ الأمر
    Eminim orası suç yuvası. Bunu açığa çıkarmak zorundayız. Open Subtitles ،ذلك المكان بؤرة للجريمة .يجبُ أنْ تفضحَ الأمر
    O şehir kulübü burnu havada zenginler ve sosyal statü kazanmak isteyenlerin yuvası. Open Subtitles ذلك النادي هو بؤرة للتافهين المتعالين
    Faresiz bölgenin merkezini bulana kadar iz sürdüm. Tam Dünya Ticaret merkezi'nin orada. Open Subtitles تتبعتُ بؤرة المنطقة الخالية من الفئران هنا بجانب مركز التجارة العالمي
    Gizli zirai araştırmaların merkezi. Open Subtitles بؤرة اكثر البحوث الزراعية سراً
    Ama bu kız bütün bu çarpık hayal dünyanın merkezinde duruyor. Open Subtitles . ولكنها في بؤرة الخيال لكل ذلك الخيال الذي لديك.
    Burası geçen geceki olayların merkez üssü. Open Subtitles "والتي تبدو أنّها بؤرة أحداث ليلة الأمس"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more