Şimdi, size bazı iyi haber hikayeleri var diyerek başlamıştım. | TED | الآن، بدأت بإخباركم أن هناك قصص فيها أخبار جيدة. |
size hayatınızın gerçekten yaşanmaya değer olduğuna dair bir öz saygıyı inşa edebileceğiniz sağlam bir temel sunar. | TED | سأختم كلمتي بإخباركم عن الإيميل الذي تلقّيته |
size öykümü anlatmaya cesaret ettim çünkü bunun başkalarının öykülerini anlatmalarını kolaylaştıracağını düşündüm. | TED | فلقد جازفت بإخباركم بقصتي؛ لأنني اعتقدت أن من شأن هذا أن يسهل الأمر على الناس ليخبرونا بقصصهم. |
size video görüntüleriyle denizlerden bazı öyküler anlatacağız. | TED | وسنقوم بإخباركم ببعض القصص من البحر هُنا في الفيديو. |
Galiba, size bu olay ile ilgili şeyleri üstünkörü anlatacağım. | TED | أعتقد أنني سأقوم فقط بإخباركم عرضا بأنواع الأشياء التي أفكر فيها بهذا. |
Ama öncelikle size yolculuğumdan bahsedeceğim. | TED | لكن بداية سأقوم بإخباركم قليلاً عن رحلتي الخاصة. |
ve bir çok deneyim, aynı sonuca sahip. ben sadece bir tanesinden size bahsedeceğim. | TED | والعديد من التجارب، كلها كان لها نفس النتائج، لذا سأقوم بإخباركم عن واحدة. |
Doğrusu, biliyorum dersem yalan söylemiş olurum, ama söyleyeceklerim size iyilik olabilir. | Open Subtitles | الحقيقة تكون, سأكذب إذا قلت أني عرفت ذلك بإخباركم هذا سيؤدي إلى أي مصلحة |
İyi ki sordun. size memnuniyetle anlatmak isterim. | Open Subtitles | سعيد لأنك طرحت هذا السؤال وسأكون سعيداً بإخباركم |
size adımı söylemeyeceğim çünkü kim olduğum önemli değil. | Open Subtitles | أنا لن أقوم بإخباركم باسمي لأن هويتي ليست مهمة |
Gerçekten hiç hazırlık yapamadım. Sanırım size şunu söylerek başlamalıyım... | Open Subtitles | أنا لا أملك أي شئ سبق تحضيره أظن أنني علي أن أبدأ بإخباركم |
Bunu neden yaptığınızı size söylemem gerekmiyor. | Open Subtitles | لا حاجة لي بإخباركم بما يعتمد على نجاحنا. |
Şimdi size bir hikâye anlatacağım, High Line adındaki olağan dışı bir park hakkında. | TED | والآن سأقوم بإخباركم قصة حول متنزه غير عاد جدا يسمى "هاي لاين". |
İyi işçilersiniz. O yüzden size söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنتم عمال جيدون ، لذلك سأقوم بإخباركم |
İyi işçilersiniz. O yüzden size söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنتم عمال جيدون ، لذلك سأقوم بإخباركم |
size siki nasıl tuttuklarını anlatacaklar ve siz de, tuttukları sikin sizinki kadar büyük olmaması için bir daha nasıl tutmayacaklarını anlatacaksınız. | Open Subtitles | حسنٌ. سوف يقومون بإخباركم كيف جاؤوا إلى هنا... وأنتم تخبرونهم بكيفيّة... |
size söylemedik, çünkü nasıl karşılayacağınızı biliyorduk... | Open Subtitles | ولم نرغب بإخباركم لأننا نعلم كيف تشعر |
Kısa sürede size döneceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بإخباركم بالتحديثات لاحقًا. |
Ama yarın size kurtları anlatacağım. | Open Subtitles | لكن غداً سوف أقوم بإخباركم عن الذئاب |
Fazla ileri gittim anlaşılan size bu vasiyetnameden söz etmekle. | Open Subtitles | لقد تماديت بإخباركم عنها.. |