| Üzgünüm, rahatsız edilmemek için talimat verdi. | Open Subtitles | عفواً، لكنه ترك لنا أمراً بأن لا نقوم بإزعاجه. |
| Onu rahatsız edersen deneylerini yapamaz. | Open Subtitles | ،إن قمتِ بإزعاجه فلن يتمكن من إجراء تجاربه |
| Adamı sürekli rahatsız edersek, bizim hakkımızda ne düşünür? | Open Subtitles | بماذا سيفكّر اذا استمرّينا بإزعاجه طوال الوقت ؟ |
| Bir şey, rahatsız edildiği için kızgın. | Open Subtitles | شىء ما غاضب لقيامنا بإزعاجه |
| Onu rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | أنا .. لا أرغب فعلاً بإزعاجه |
| Oysa ben Bay Rothstein'ı rahatsız etmeye bayıIıyorum. | Open Subtitles | بينما أنا أحب أن أقوم بإزعاجه |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 