Görüyorum ki yarın emniyet amirlerine bir konuşma yapacaksın. | Open Subtitles | أنا أرى أنك ستقوم بإلقاء خطاب لرؤساء الشرطة في الغد |
Şimdi bundan yirmi yıl kadar önce bir konuşma yapmıştım işlerin böyle yürümeyebileceği ile ilgili. Yani, birbirimize ayrımcılık yapmanın yeni şekillerini eğitilebileceğimiz hakkında. | TED | الآن، قمت أيضاً بإلقاء خطاب قبل عشرين عاماً قلت فيه أنه من الممكن أن لا ينجح هذا، لأننا في الحقيقة ربما تلقينا تدريبات للتميز ضد بعضنا البعض بطرق جديدة. |
Şirket karşıtı bir rallideydik ve Mavi iğrenç bir konuşma yaptı. | Open Subtitles | كنّا في تجمّع ضد الشركات (وقام (بانك بلو بإلقاء خطاب مؤثر |
- Zirvede bir konuşma mı yapacaksın? - Evet. | Open Subtitles | -هل ستقومين بإلقاء خطاب في المؤتمر ؟ |
Aslında Dai mahallemizin barında bir konuşma yapmıştı, ve malesef o konuşmanın yanında sönük kalacağım. | Open Subtitles | في الحقيقة، (داي) قام بإلقاء خطاب في حانتنا ومن الصعب جداً أن أفعل مثله |
Doktor Yedlin, dışarıda çok güzel bir konuşma yaptığınızı söylemek istedim. | Open Subtitles | (يدلن)، أردت فقط أن أخبرك أنك قمت بإلقاء خطاب رائع |