Ya da istediğin zaman cebimi arayabilirsin. | Open Subtitles | أو بإمكانك الإتصال على هاتفي الخليوي بأي وقت. |
Gecikirsen beni arayabilirsin. | Open Subtitles | إذا تأخرتِ بإمكانك الإتصال بي وإعلامي |
Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa, beni arayabilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك الإتصال بي اذا احتجتي إلى أي شيء. |
Herhangi bir şeye ihtiyacınız olduğunda onlara söyleyebilir ya da bizi arayabilirsiniz. | Open Subtitles | اذا احتجت أي شيء تحدثى اليهم أو بإمكانك الإتصال بنا |
Arayabilirdin, mesaj atabilirdin, bunu kendi aramızda halledebilirdik. | Open Subtitles | كان بإمكانك الإتصال , إرسال رسالة , وكنا حللنا ذلك بأنفسنا |
- Sen beni Arayabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكانك الإتصال أجل، ولكنّ ذلك ليس بيت القصيد |
Yani arayabilirsin ama ben cevap veremem. | Open Subtitles | -حسنًا أعني, بإمكانك الإتصال, لكني لن أجيب عليه |
Eh Joe'yu bir arayabilirsin. | Open Subtitles | ...حسنا (بإمكانك الإتصال بـ (جو |
Kanıt istiyorsanız şirketi arayabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا أردت دليلاً، بإمكانك الإتصال بالشركة. |
Ama Judah'ı Paris'teki en iyi restoranı sormak için de arayabilirsiniz. | Open Subtitles | لكنه أيضاً بإمكانك الإتصال ب(جوداه) لمعرفة ما هو أفضل مطعم في (باريس)... |
Bıçağı çekip kanamayı hızlandırmak yerine birilerini Arayabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكانك الإتصال بشخصٍ ما بدلا من سحب الشَفرة وتسريع النزيِف. |
Bilmiyorum ama beni Arayabilirdin. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن كان بإمكانك الإتصال |
Bilmiyorum ama beni Arayabilirdin. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن كان بإمكانك الإتصال |