"بإنتظارنا" - Translation from Arabic to Turkish

• bekliyor
• bekliyorlar
• bekleyen
• bekliyordu
• bekliyorlardı

Oraya öylece gidemeyiz. Polisler bizi bekliyor olabilir.
لا يمكننا الدخول لهناك فحسب يمكن أن تكون الشرطة بإنتظارنا

Batı kıyısında, silahlarla yüklü bir Amerikan gemisi bizi bekliyor.
على الساحل الغربى سفينة شحن أمريكية بشحنة أسلحة بإنتظارنا

Açıkça mı? Bu galaksinin her köşesinde uzanıp bizi bekliyor olamazlar.
هذا واضح لا يمكنهم أن يكونوا فى كل مكان بإنتظارنا

İçeri girelim. Bizi bekliyorlar.
لنذهب إلى الداخل أنهم بإنتظارنا

Sence bizi içeride bekliyorlar mıdır?
هل تعتقد أنهم بإنتظارنا بالداخل؟

Olamaz, bizi bekleyen koca bir orkestra var.
أوه، لا. لدينا أوركسترا كامله بإنتظارنا.

İki saat sonra eve gittik. Ve bizi bir dedektif bekliyordu.
بعد ساعتين، عُدنا إلى المنزل، وكان هناك مُحقق بإنتظارنا.

Billie ve Christy bizi bekliyor olacaklar. Ve yeni arkadaşları.
بيلي وكريستي سيكونون بإنتظارنا هم و أصدقائهم الجدد

Geleceğimiz bir kasanın içinde duruyor şu an. Bizi bekliyor.
مستقبلنا يقبع في قبو بالوقت الراهن، بإنتظارنا

Kızı bana senin gönderdiğini biliyorlar yani bizi bekliyor olacaklardır.
انهم يعلمون انك أرسلتها الى وسيكونون بإنتظارنا

Eğer Kahinler bunu yapacağımızı tahmin ederlerse orada bizi bekliyor olacaklardır.
إذا تنبىء العرًافون ماذا سنفعل سوف يكونون هناك بإنتظارنا

İçeri dönmemiz gerek. Herkes bizi bekliyor.
يجب أن نعود للمحكمة الجميع بإنتظارنا

Adada bir kasada sadece bizi bekliyor.
بإنتظارنا فى سرداب على الجزيرة

Sıradan çıkın lütfen. Bakın, Peing'ler ve Yam Sun Han'lar içerde bizleri bekliyorlar.
اسمع ، عائلة (بانج) و (يام سون هان) بإنتظارنا بالداخل

Evet, bizi bekliyorlar.
أجل، إنهم بإنتظارنا

- Bizi bekliyorlar.
إنهم بإنتظارنا

Bana saygısızlık ettiğin yetmiyormuş gibi o masada oturmuş bizi bekleyen insanlara da saygısızlık ediyorsun!
إنه أمر سيء أن تكوني فظة معي لكنك الأن فظة مع الأناس الجالسين هناك بإنتظارنا

Yüz Stratton çalışanı. 50 tane fahişeye ek olarak inmemizi bekleyen 50 tane daha.
كانت هُناك مئة عاهرة، 50 عاهرة بالطائرة و بالإضافة لخمسون عاهرة بإنتظارنا عندما نهبط

Bunun üstesinden gelmek için bir yol olduğuna bizi bekleyen normal bir hayat olduğuna eskisi gibi olacağına inanmalıyım.
أريد أن أؤمن بوجود طريقة للخروج من هذا أنه ثمة حياة طبيّعية بإنتظارنا الطريقة التي كانت عليها الأمور

Geldiğimizde zaten burada bizi bekliyordu.
لقد كانت بإنتظارنا عندما هبطنا هنا

Ve bütün bu mektuplar dönüşümüzde bizi bekliyorlardı.
وهذا كل البريد الذي كان بإنتظارنا عند عودتنا