"بإنتظاري" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyor
        
    • bekleyen
        
    • bekliyordu
        
    • bekliyorlar
        
    • bekliyorlardı
        
    • beklediğini
        
    • beni beklerdi
        
    En bu hızlı yapalım. l dört kızgın anne ofiste beni bekliyor var. Open Subtitles حسناً ، فلنفعل هذا سريعاً . لدي أربع من الأهالي الغاضبين بإنتظاري في المكتب
    Bu arada, geldiğimde bir dilim pasta beni bekliyor olsa iyi olur. Open Subtitles سأعود عند الساعه السابعه ..لكن عليكم ان تبقو لي قطعاً من الكعك بإنتظاري
    Yani uyumadan önce karnavalı ve düşüşümü düşündüm ve oraya geri döndüğümde beni neyin bekliyor olacağını merak ettim. Open Subtitles أقصد أنني إضطجعت أنا أتذكر الكارنفال و السقوط و تسائلت عما سيكون بإنتظاري
    Hayatımın en mutlu günü değil. Beni bekleyen kimse de yok. Open Subtitles إنّهُ ليس أسعد أيّام حياتي كما أنّه لا أحد بإنتظاري في أيّ مكان
    Daha da kötüsü, beni bekleyen bir kader vardı. Open Subtitles والأغرب، والأسوء كانت هناك مصيبة بإنتظاري.
    Buraya geldiğimde Berserkerlar beni bekliyordu. Open Subtitles عندما وصلت إلى هنا وجدت المساعير بإنتظاري.
    Küçük vagonda beni bekliyorlar. Open Subtitles إنهم بإنتظاري في العربة الصغيرة.
    Askeriye.. Beni bekliyorlardı Onlar aldılar onlar sahte olduğunu söylediler Open Subtitles كان مسئوولو الجيش بإنتظاري فأخذوه وحللوه قائلين إنه مزيف
    Tamam, artık gitmeliyim. Bizimkiler beni bekliyor. Open Subtitles حسناً، عليّ الذهاب، أبواي بإنتظاري
    Ejderham seni bekliyor, Hanımefendi. Open Subtitles إنتي التنين الذي بإنتظاري سيدتي
    Şimdi, kusura bakmazsan uçağım bekliyor. Open Subtitles والآن، أعذرني فلديّ طائرة بإنتظاري
    İçinde dosyalarla dolu bir ofis beni bekliyor. Open Subtitles ثمة مكتب بمجموعة من القضايا به بإنتظاري
    Burada bir balık var, beni bekliyor. Open Subtitles هنالك أسماك بإنتظاري
    Geliyorum, sayısız kilidi açıyor ve süreksiz merdivenlerden yukarıya hızla çıkıyorum ve o işte orada, beni bekliyor... örtüsünü kaldırıyor, onun tozlu soğuk bedenine bakıyor ve tozunu silip, onu okşuyorum... Open Subtitles وصلت, فتحتالاقفالالعديدة, وصعدت بالسلالم هاهي بإنتظاري *يقصد آلته الموسيقية * رفعت الغطاء وتأملت بها وهي متربه بشكلها العتيق
    Mösyö Opalsen, bu akşam tiyatroda beni bekleyen gazeteciler vardı. Open Subtitles سيد " أوبالسن" في المسرح كان هناك بعض الصحفيون بإنتظاري
    O alanda beni bekleyen on dört kaliteli pozisyon var. Evet. Open Subtitles لدى أربعة عشر دليل ممتاز بإنتظاري في تلك المنطقة
    Beni dışarıda bekleyen başka ajanlar var mı? Open Subtitles هل يوجد عملاء آخرين بإنتظاري في الخارج ..
    Buraya geldiğimde Berserkerlar beni bekliyordu. Open Subtitles عندما وصلت لهنا, وجدت المسعورين بإنتظاري
    Gittiğimde bütün cerrahlar beni bekliyordu. Open Subtitles عندما وصلت الفريق الجراحي كان بإنتظاري
    Sanırım beni bekliyorlar. Open Subtitles أظن أنهم بإنتظاري
    - Bilemem. Geldiğimde polisler beni bekliyorlardı. Open Subtitles الشرطة كانت بإنتظاري عندما ظهرت
    Bir zamanlar, benim için mükemmel bir insanın orada bir yerde beni beklediğini düşünürdüm. Open Subtitles أتعرف , كنت أفكر بذلك لقد كانت هذا الشخص المناسب بإنتظاري هناك بالخارج
    Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi Open Subtitles حسننا هذا الشخص هو أنا في كل مرة عندما يحدث لي شيئ جيد يكون دائما هناك شيئ سيء في الجوار بإنتظاري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more