"بإنّك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    • bana
        
    • söyledi
        
    Karım aynı çatı altında olmak için ameliyat olduğunu söylerdi. Open Subtitles ستقول زوجتي بإنّك ستخضعين إلى عمملية جراحية لعيش معكِ مُجدداً.
    Eğer nerede olduğunu söylersem.. ..beni bırakacağına söz veriyormusun ? Open Subtitles هل أحظى بوعدك إذا أخبرتك عن مكانه بإنّك ستتركني أرحل؟
    Çok adi bir kadın olduğunu biliyorsun değil mi? Open Subtitles أتعلمين بإنّك امرأةٌ ذات تفكيرٍ لئيمٍ جداً؟
    En son konuştuğumuzda bana birkaç bin parça sattını söylemiştiniz. Open Subtitles بأخر حديث لنا أخبرتنى بإنّك بعت الألاف منها
    bana asla unutamayacağını söylediğin o günü hatırla. Open Subtitles تذكري اليوم الذي قلتِ بإنّك لن تنسيه أبداً.
    Kocan, bara girmenin yasaklandığını söyledi. Open Subtitles أشار زوجكِ بإنّك رجعتِ من الحانة في حالة سُكر.
    ve burada karantinada olduğunu biliyor Open Subtitles و كذلك تعلم بإنّك موجود هُنا معنّا في الحجر الصحيّ.
    Senin ne kadar kaba ve bencil olduğunu söylemek için yarın tekrar arayacağız. Open Subtitles وسنتصل مُجدداً غداً ونخبرها بإنّك كم وقح وأناني.
    - Eminim ki bana balıkçı olduğunu söylemişsindir. Open Subtitles واثقة جداً إنّك أخبرتني بإنّك كنت صياد سمك. أجل، ربما.
    Kocasının hayatta olmasının sebebinin sen olduğunu. Çok iyi bir hemşire olduğunu. Open Subtitles بإنّك سبب بقاء زوجها حيًّا، وإنّك ممرّضة ممتازة.
    Sadece seni istedi, sonra da senin nerede olduğunu bildiğini söyledi. Open Subtitles إنه فقط أرادك وقال إنه يعرف بإنّك هُنا.
    Kimse senin orada olduğunu bilmeyecek. Open Subtitles لن يعرف أي أحد بإنّك كنت هُناك.
    Bu kadar başarılı olduğunu görmek güzel. cidden. Open Subtitles سررت بإنّك تبلي بلاءً حسن.
    Dylan senin parkour'da yeni olduğunu söyledi. Open Subtitles أخبرني (ديلن) بإنّك تجيد القفز على المباني.
    Bu bölgedeki en iyi uzmanın sen olduğu söylendi bana ... Öyle mi ? Open Subtitles لقد أدركنا جيداً بإنّك تحظى بعض الخبرة لتعامل مع ذلك الحي.
    Sağır rolü yapma bana, o kadar da yaşlı değilsin. Open Subtitles لا تتظاهر بإنّك أصم، أنت لست كبير لهذه الدرجة.
    Çok rahatlatıcı, söyle bana, yaptıkların çok akıllıca değil değil mi? Open Subtitles إنها مريحة، وتخبرني بإنّك لست ذكي بما يكفي لفعل هذا.
    Her şeyi bildiğini sanıyorsun ama inan bana evlat, yanılıyorsun. Open Subtitles أعلم إنّك تظن بإنّك تعلم ما هو الأفضل لك، لكن ثق بيّ يا بُني، إنّك لا تعلم.
    Sammy onu kovduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبرني بإنّك طردته.
    Colette, bana Yale'de okuduğunu söyledi. Open Subtitles إذاً، (كوليت) أخبرتني بإنّك ذهبت إلى "يال".

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more