Ve sanırım doğam gereği, ben izleyici veya araştırmacı değil de yapan bir insanım, fikirler ve eylem arasındaki bu uçurum, bu ayrılığı kısaca keşfetmeye çalışacağım. | TED | وفي طبيعتي، أعتقد أنني أحب فعل الأشياء أكثر من كوني متفرجًا أو متأملًا لها، وذلك الانقسام، الخليج ما بين الأفكار والأفعال التي تجعلني أحاول واستكشف بإيجاز. |
Ancak bunların hepsinin nasıl mümkün olduğunu göstermeden önce, kısaca bilim eğitimi kalitesini geliştirmenin neden hayati derecede önemli olduğunu konuşalım. | TED | ولكن قبل أن أريكم كيف أن كل هذا ممكن، دعونا نتحدث بإيجاز لماذا تطويرجودة تعليم العلوم هو في غاية الأهمية. |
Delice. kısaca yenililik döngülerinden, gelişen şeylerden, yüksek aktivitede çalışan ve sonra kullanım dışı kalıp, yeni birşeylerle değiştirilen şeylerden bahsetmek istiyorum. | TED | جنون. التكلم بإيجاز حول دورات الإختراع, الأشياء التي تزدهر, حينما تكون فعّالة جدا و تموت حينما تستبدل بشيء آخر. |
Özetle, bildiğiniz gibi binlerce uygulaması olan bir sistemimiz var. | Open Subtitles | بإيجاز ، و كما تعلمون لدينا نظام بيئي مؤلف من مئات آلاف التطبيقات في هذه المرحلة |
Özet olarak şöyle diyor: "Amerikan halkı, giderek içine kapanıyor. | Open Subtitles | حسنا، بإيجاز قال... "أن الشعب الأمريكي يتحول للغضب" |
- ...bulgularını kısaca özetlemek istiyorum. - Devam edin. | Open Subtitles | أود أن ألخص بإيجاز النتائج التي توصلوا إليها تابع |
Herzaman eğlenmeyi istiyorsun Auistin, sen kısaca busun. | Open Subtitles | دائماً تنتظر لتحظى بالمرح، هذا أنت بإيجاز |
kısaca cevaplamanı istiyorum, ve doğru şekilde. | Open Subtitles | انا اتوقع منك ان تجيب عليها بإيجاز وبدقة |
Sen de tüm medyumların sahtekar olduğunu kısaca anlatan bir kitap okumaya razı mısın? | Open Subtitles | أترغبين بقراءة كتاب يشرح بإيجاز عن حقيقة العرافين المخادعين؟ |
Bize Banks'in cinayet duruşmasını kısaca anlatabilir misiniz? | Open Subtitles | يمكن أن تحدث لنا بإيجاز عن الشروع في القتل البنوك؟ |
VV: Rica ederim. (Alkış) Çok kısaca, size bunun nasıl yapıldığını açıklayacağım, çünkü işin asıl ilginç yanı burası. | TED | ت ت: نعم. (تصفيق) لذا، بإيجاز شديد، فقط سأوضح لك كيف يتم ذلك، لأن هذا الجزء أكثر إثارة للاهتمام. |
Ancak böyle yapabilirsiniz, kısaca ve amaca doğru. | Open Subtitles | يمكنك أن تكمل, بإيجاز و في صلب الموضوع |
Buna göre, kısaca anlatmak gerekirse, elektron, proton ve gravitonlar gibi, bildiğimiz her atomaltı parçacığın ayrıca, çok daha ağır bir eşi olan ve | Open Subtitles | هذا تنبؤ رئسيى لـ"نظرية الخيط". وتقول بإيجاز , أنّ لكل جزىء ذرى فرعى نألفه, |
Ekonomik durumumuzdan kısaca söz etmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتكلم بإيجاز حول حالة اقتصادنا |
Tüm hafta sonunu sana kısaca özetleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أذكر لكم بإيجاز الملخص الكامل |
Ne olduğunu kısaca açıklayacağım. | TED | سأشرح بإيجاز ما هذا. |
kısaca bizim problemimiz: | Open Subtitles | مشكلتنا بإيجاز: |
Tüm kapitalizm modeli senin ve benim iş yaptiğimız ekonomi modeli, ki bu hala da iş yapmakta olduğumuz model büyük olasalıkla Milton Friedman'ın daha Özetle etrafında kuruldu. | TED | النموذج الرأسمالي بأكمله والنموذج الاقتصادي الذي مارسنا فيه الأعمال، وفي الواقع، لازلنا نمارس في ظله الأعمال، أسس حول ما حدده ميلتون فريدمان بإيجاز كبير. |
Özetle evet. | Open Subtitles | -مُصرّح به بإيجاز |
Özetle, gerçek bu. | Open Subtitles | بإيجاز .. |
Özet olarak evet. | Open Subtitles | بإيجاز |