Sineğin ufak bir çizgiye doğru uçmasına izin veriyorsunuz, ve hep o çizgiye doğru uçuyor. | TED | تدعهم ليطيروا باتجاه الخطوط الصغيرة وسيطيروا باتجاهها للأبد |
Yağlanmış ve kokan kuyruklarını dişiyi ikna etmek için ona doğru yavaşça sallıyorlar. | Open Subtitles | أشبعوا ذيولهم بالرائحة ثم يلوحونهم باتجاهها في محاولة لإقناعها للتزاوج. |
Ve eğer o topa yetişirse bana doğru geri oynar, eğer kısa düşerse, ileri doğru koşarım | Open Subtitles | و إذا تمكن من الوصول و لعبها لي, إذا كانت رمية الكرة قصيرة, أركض باتجاهها |
Oraya doğru yüz o zaman tatlım. | Open Subtitles | اسبح باتجاهها إذًا حبيبي. |
Biz oraya doğru yöneldik." | Open Subtitles | نحن نتوجه باتجاهها"" |
# Ona doğru geliyor # | Open Subtitles | *تأتي باتجاهها* |
Evet ama, kasabaya doğru bakmıyorsun bile. | Open Subtitles | -انت لا تنظر باتجاهها |