Tamam, tamam bakalım. Hava mevsime göre çok soğuktu. | Open Subtitles | حسنٌ، دعيني أرى، الطقس كان باردًا فيما يخالف أوانه. |
Popüler olduğum zaman cehennem soğuktu. | Open Subtitles | سيكون يومًا باردًا في الجحيم حين أكون محبوبة |
- Çok soğuktu, buz çağının sonuydu. | Open Subtitles | لقد كان باردًا جدًا، في نهاية العصر الجليدي. |
Bir gece o kadar soğuktu ki fahişeler bile dışarı çıkmamıştı. | Open Subtitles | وذات ليلة كان الجو باردًا حتى البغايا لم يخرجن ليلتها أتتصور ذلك؟ |
Hödüklük etmek konusunda çok iyisindir ve bu soğuk ve ölü olmaktan bir adım falan ötede bir şey. | Open Subtitles | أنت جيد في كونك أحمقًأ. وهذا فقط، ماذا، خطوة من كونك باردًا وميتًا؟ |
Işıklar kapanmıştı ve oda soğuktu. | Open Subtitles | كانت الأضواء مطفئة في غرفتها و كان الجو باردًا في الداخل |
soğuktu. | Open Subtitles | كان الجو باردًا.. |
Hava soğuktu yağmur yağıyordu. | Open Subtitles | كان الجو باردًا و ممطرًا |
Çüş, çok soğuktu be! | Open Subtitles | اللعنة، ذلك الشيء كان باردًا |
Biraz soğuktu sanki. | Open Subtitles | ... كان هذا باردًا نوعًا ما |
Bir zamanlar soğuk ve ölü olduğunu düşündüğümüz bir dünya. | Open Subtitles | عالمٌ اعتقدناه في السابق باردًا وميتًا |
Hollandalıların ''gezelligheid'' dediği dışarısı soğuk ve kasvetliyken sizin arkadaşlarınızla sıcak ve rahat hissettiğiniz duygusu gibi. | TED | ربما تكون أحسست بالعاطفة التي يدعوها الهولنديون "جيزيلاهيد،" أي إحساس الراحة والدفء مع الأصدقاء بالداخل عندما يكون الجو باردًا ورطبًا في الخارج. |
Ve soğuk ve ölü bir dünya bulduk. | Open Subtitles | ووجدنا عالمًا باردًا ميتًا |