"بارزة" - Translation from Arabic to Turkish

    • seçkin
        
    • belirgin
        
    • dikkat
        
    • tanınmış
        
    Bulmaca yapmak ve çözmek günümüzün en seçkin güvenlik olaylarından ve ben özellikle bu olaylar üzerine danışmanlık yapan bir firmanın sahibiyim. Open Subtitles تكوين وإختراق الأحجيات هي مشكلة أمنية بارزة بأيامنا هذه وأدير أنا شركة إستشارية تتعامل مع هذه القضايا بوجه خاص
    Bu sevgi de halk tarafindan ögrenildiginde özellikle de seçkin bir ailedeyse garip durum o zaman ortaya çikiyor. Open Subtitles وعندما أصبحت تلك المشاعر معروفة في تلك الحالة أصبح الأمر غريب بكل تأكيد خصوصاً في عائلة بارزة
    Bu sevgi de halk tarafından öğrenildiğinde özellikle de seçkin bir ailedeyse garip durum o zaman ortaya çıkıyor. Open Subtitles وعندما تظهر تلك العاطفة لعامة الشعب يصبح هذا موقفاً محرجاً بالطبع خاصةً لدى عائلة بارزة
    Kafa derisinde hasara yol açan şeyi bulabilmeme yarayacak belirgin bir iz var mı? Open Subtitles أي علامات بارزة من فروة الرأس قد تساعدني على تضييق أحتمالات ما سبب الضرر ؟
    Kurbanın gözündeki parça dört belirgin katmandan oluşuyor. Open Subtitles الشظية من عين الضحية لها طبقات بارزة
    Binaları ufukta dikkat çeken metal parçalar ve Gotik kulelerle süsledi. TED وقام بزخرفة تلك المباني بتقليمات وأخاديد معدنية وأبراج قوطية وهي بارزة بالفعل في الأفق.
    Dr. Rodriguez Güney Amerika' da tanınmış bir aileden geliyor. Open Subtitles الدكتور رودريغيز هو من عائلة بارزة في أمريكا الجنوبية .. غني جداً
    Ve o meyiller yaygın bilgiye dönüştüğünde gerçekten tuhaf bir durum olur. Özellikle de seçkin bir ailede. Open Subtitles وعندما أصبحت تلك المشاعر معروفة في تلك الحالة أصبح الأمر غريب بكل تأكيد خصوصاً في عائلة بارزة
    Sen de onlara seçkin bir günümüz sanatçısı olarak katkıda bulunacaksın. Open Subtitles وانت بإعتبارك شخصية فنية بارزة ستضيف عليها بشكل واضح
    Yıllar sonra seçkin istihbarat birimi MOSSAD Shin Bet tarafından tahtından edilmişti. Open Subtitles بعد سنوات من إعتبارها اكثر وكالة استخبارات بارزة تم استبدال الموساد من قبل الشاباك
    On dördüncü Louis tarafından seçkin bir Fransız ailesine hediye olarak verilmiştir. Open Subtitles لقد كان هدية من لويس الرابع عشر لعائلة فرنسية بارزة
    seçkin iş birimlerinin bir süredir çok değer verdiğimiz bazı şeyleri tekrar düşünmemiz gerektiğini söylediğini görüyoruz. TED ونحن نرى أصواتا بارزة جداً من الأعمال التي تقول لنا نحن بحاجة إلى إعادة التفكير في بعض الأمور التي كنّا نعزّها لفترة من الوقت.
    Bir çoğumuz seçkin kariyerlerimizi arkada bıraktık. Open Subtitles العديد منا تركوا خلف ظهورهم مهن بارزة
    İletişim falültesinde seçkin okutman. Open Subtitles محاضرة بارزة في كلية الاتصالات
    Lindsay'den habersiz Maeby medyanın belirgin bir üyesi olarak kendi yöntemiyle gizlice yerleştiği film yöneticiliği yapıyordu. Open Subtitles (لينزي) لا تعلم ان (مايبي) عضوة بارزة للأعلام كما غشت سراً في وظيفتها كمنفذة أفلام
    Kulak arkası kemiğiniz bayağı belirgin. Open Subtitles تفاصيلُ جمجمتك بارزة جداً
    Şu halkalar belirgin. Open Subtitles هذه الحلقات بارزة.
    Kamera, çıplak haline nazaran daha az dikkat çektiği... bir cam panelin arkasından çekim yapmaktadır. Open Subtitles الكاميرا تصور خلال لوح زجاجي.. والذي يجعلها غير بارزة نسبيا
    Kendisine yakın birisiyle dikkat çekici bazı detayları paylaşabileceği umuduyla meslektaşlarımla etrafta sorular soruyoruz. Open Subtitles لذا , زملائى و أنا نسأل بالجوار على أمل انه ائتمن أحد قريب منه على ملاحظات بارزة
    Onlarla sadece üç ay önce tanıştık ama onları dikkat çekici bir özelliğimiz olarak kullanıp diğer misafirlere ne kadar hoşgörülü ve harika olduğumuzu göstereceğiz. Open Subtitles بالرغم أننا قابلناهما قبل ثلاثة أشهر ولكن نريدهم أن يكونوا في مكانة بارزة لنجعل الضيوف الآخرين أن يعلموا كم نحن متسامحين ورائعين
    Katabami Altın Madeni Saklı Irmak şehrine ait tanınmış bir maden köyüydü. Open Subtitles كاتابامي كينزن كانت قرية بارزة بجانب النهر...
    Liderimiz grubumuza tanınmış insanların gelmesini sever. Open Subtitles زعيمنا يحب جلب شخصيات بارزة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more