Mitolojide Cadmus ejderhanın dişlerini toprağa ekerek yeni bir ırk yaratmıştı. | Open Subtitles | كادموس خلق من الأسطورة عرق جديد بواسطة زرع أسنان التنانين في باطن الأرض |
Daha çok toprağa gömdüğüm insanları düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر في عدد الأشخاص الذين وضعتهم في باطن الأرض |
Aslında, o kadar asi bir çocuktu ki Odin onu toprağın derinliklerinde zincirlerle bağladı. | Open Subtitles | حقيقة لوكي كان كالطفل المنفلت مما جعل أودين في النهايه يقيده بالسلاسل في باطن الأرض |
Aslında, o kadar asi bir çocuktu ki Odin onu toprağın derinliklerinde zincirlerle bağladı. | Open Subtitles | حقيقة لوكي كان كالطفل المنفلت مما جعل أودين في النهايه يقيده بالسلاسل في باطن الأرض |
Şimdi, nispeten ceza almamış olarak, yer kürenin binlerce metre altına inebiliriz. | TED | فبإمكاننا الآن أن ننزل آلاف الأمتار إلى باطن الأرض بحرية. |
Bu derin yer altı mikropları bir problem olacak mı çünkü aslında orada bir şey tutmak için çok yavaşlar? | TED | هل ستشكّل هذه الميكروبات السحيقة في باطن الأرض مشكلةً بسبب بطئها الشديد لكي نستطيع حقًا حفْظ أي شيء بالأسفل؟ |
toprağa geçiriyorsun ve şişeni tutuyor. | Open Subtitles | أنتِ تثبتيها فقط في باطن الأرض وهي ستحمل قنينتك |
Seni gömmek istemiyorum Batman, küçücük bir kutuda seni toprağa koymam. | Open Subtitles | أنا لا أريد لدفن لكم، باتمان. وأنا لن يضع لك في باطن الأرض في مربع صغير. |
Gerçekten toprağa mı gömülmek istersin? | Open Subtitles | تريدين أن تدفني في باطن الأرض حقاً؟ |
toprağa bir kutu dolusu bıçak gömdün. | Open Subtitles | - شعورك وأنت تدفني السكاكين في باطن الأرض. |
Gerçek şu ki, biz toprağın üstünü olabildiğince hızlı kazamadık. | Open Subtitles | الحقيقة هي، لا يمكننا أستخراج الفحم من باطن الأرض بسرعة كافية. |
Bu gizemli ses toprağın derinliklerinden geliyor. | Open Subtitles | مثل صوت غامض عميق يأتي من باطن الأرض. |
Su toprağın derinliklerine kadar işledi. | Open Subtitles | المياه تتسرب إلى أعماق باطن الأرض |
# Her şeyin bir amacı vardır # toprağın derinliklerinde | Open Subtitles | ♪ كل شيء له غاية♪ ♪في باطن الأرض♪ |
# Her şeyin bir amacı vardır # toprağın derinliklerinde | Open Subtitles | ♪ كل شيء له غاية♪ ♪في باطن الأرض♪ |
Diğerlerimiz yer altına çekildi ve yıllar geçtikçe insanlıklarından geriye pek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | بقية منهم ظلت في باطن الأرض وتحور إلى شيء لم يكن ل ن نجر الإنسان. |
Şu anda, gelgit ve dalga enerjisinden elektrik üretme konusunda bir yarış var böylece kömürü yer altında bırakabileceğiz. | TED | وهناك سباق جار في الوقت الراهن لتحول الكهرباء من طاقة المد والجزر والأمواج، من أجل أن نتمكن من ترك الفحم في باطن الأرض. |
Yani bu derin yer altı mikroplarının sadece uykuda olduğunu söylediğimizde, ağaçların nasıl çalıştığını anlamaya çalışan, | TED | وبالتالي، حين نزعم أن هذه الميكروبات عميقًا في باطن الأرض هي مجرد كائنات خاملة، فهل نُشبه من ماتوا بعد يوم واحد فقط، بينما كانوا يحاولون اكتشاف دورة حياة الأشجار؟ |
Bu mikroplar ve etraflarında meydana gelen kimyasal işlemler bu karbondioksiti karbonat mineraline dönüştürüyorlardı ve yer altına kilitliyorlardı. | TED | هذه الميكروبات والتفاعلات الكيميائية التي كانت تجري من حولنا، كانت تعمل على تحويل غاز ثاني أكسيد الكربون إلى كربون صلب، وتستكشفه من باطن الأرض. |
Burası, yer altından çıkarılıp ışıl ışıl paralara dönüşmek ve şişman kadınların boyunlarını ve parmaklarını süslemek için bekleyen altın külçelerinin sana yalvardığı bir ülke. | Open Subtitles | وهذة البلاد مليئة بكتل الذهب .... التى تنتظرك لتخرجهم من باطن الأرض .... |