"باعته" - Translation from Arabic to Turkish

• sattı
• sattığı
• satmıştı

Sen beş teklif ettin, karım ise onu yediye sattı!
انت عرضت خمسة و زوجتي باعته بسبعة

Hemen çok paraya devlete sattı.
و باعته مباشرة للحكومة بمبالغ طائلة

Düğününü ödemek için onu sattı.
لقد باعته لتشتري به فستان الزفاف

Uzaktan, babanın firmasının askeriyeye sattığı aleti kullanarak.
عن بعد , بإستخدام الجهاز الذي باعته شركة والدك للجيش

Annenizin sattığı malların faturaları.
إنه عقد بيع العتاد الذي باعته أمكما

Aralarında Alf Mason vardı. Öyle çirkindi ki annesi onu bir şişe misket şarabına satmıştı.
كان هناك آلف ميسن القبيح جدا والذي باعته أمه مقابل قنينة شراب

Benim annem, saçımı çalıp bir oyuncak bebek şirketine sattı yani bu şehirde takılıp kaldım.
أمّي سرقتْ شعري و باعته لشركة لصناعة الدمى، و هكذا... أن عالقة في هذه المدينة، عالقة هنا إلى الأبد.

Tamam, onu gördüm. Bana sattı.
صحيح، رأيتها، باعته لي.

- Şuradaki kız sattı bana.
تلك الفتاة باعته لي

J. Crew'e sattı, olan bu.
فتحت شركة ثم باعته لطاقم (جاي) بالتالي ذلك هو الأمر

- Silahı bir aracı müşteriye sattı.
لانها باعته لمشتري غير شرعي

Mitzi sattı.
ميتزي) باعته منزله.

Annem sattı.
أمّي باعته

Evet. Evi ona Amber sattı.
-أجل، (أمبر) باعته إيّاه .

Yani kız sattığı için mi hoşuna gitti?
إذن فالمرأة التي باعته إليك, أعجبها ؟

Jules sattığı her şeyi kendi denedi ve anlattı.
قامت بتجربة كل لبس باعته وصفته بنفسها

Bu Chloenin sattığı, Kaliteli, Deco tarzı, platin ve elmas.
( هذا ما باعته ( كلوي طراز زخرفة ممتاز، بلاتين وألماسات

Alf Mason vardı, o kadar çirkindi ki annedi onu bir şişe şıraya satmıştı.
كان هناك آلف ميسن القبيح جدا والذي باعته أمه مقابل قنينة شراب

Annem, başımı bir çatının altına sokmak için kolyeyi satmıştı.
باعته كي تُبقي المنزل الذي يؤيني