"باعها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sattı
        
    • satmış
        
    • satan
        
    • sattığı
        
    • sattığını
        
    • sattım
        
    • sattıysa
        
    • satmıştı
        
    Harika bir işi vardı ama en yüksek teklifi verene sattı. Open Subtitles كانت لديه وظيفة رائعة باعها إلى من دفع السعر الأعلى
    Ve şimdi John'a şantaj yapan Bay LaPlante'ye sattı. Open Subtitles و باعها للسيد لابلانت الذى ابتزه فيما بعد
    Sanki, biri içeri girmiş de, lanet olası şeyleri çalmış ve sonra da satmış sanırsın. Open Subtitles تعتقد بأن أحدهم جاء إلى هنا, وسرق الأشياء اللعينة , ثم باعها
    Glaber'in bahsettiği Suriyeli, Sura'yı sahibesine köle götüren bir tüccara satmış. Open Subtitles النخاس السوري قال إنه باعها إلى تاجر، يعشق البحار
    Evet, doğru. Bunu bana satan elemana nispet yapmak için. Open Subtitles هذا صحيح, ولا يهمّني أمر ذلك البائع الذي باعها لي
    sattığı bilgisayarların yüzde 75'ini geri kazandık ve BestBuy'a iade ettik ve ödeyemediğimiz bilgisayarlar için bir geri ödeme planı çıkardık. TED نحن استعدنا 75 بالمئه من أجهزة الكمبيوتر التي باعها وأعدناها للمحل، وجئنا بخطه ماليه لتسديد أجهزة الكمبيوتر التي لم نستطيع إعادتها.
    Ya da Poly Anne'nin babasının onu bir dolar karşılığında erkeklere sattığını? Open Subtitles أو أن والد (بولي آن) باعها لبعض الرجال بدولار واحد؟
    Babam, onu bize yarı fiyatına sattı. Open Subtitles انظرى, لقد باعها أبى لنا بنصف الثمن الذى أراده
    Eugene' in kolleksiyonunda bir yaratık gözü vardı. Onu internette sattı. Open Subtitles كان لدى يوجين عين فضائية في مجموعته ، وقد باعها عبر الشبكة
    O zaman nasıl Lance Armstrong 70 milyon adet o berbat, sarı silikon bileklikten sattı? Open Subtitles ماذا عن الـ 70 مليون سوار التي باعها لانس أرمستورنج ؟
    Daha 20'li yaşlarındayken şirketi milyonlara sattı. Open Subtitles ألتي باعها بالملايين عندما كان في العشرينيات.
    Kev, bu adam Lana'yı seks kölesi olması için sattı. Open Subtitles كيلو، وقال انه باعها على العبودية الجنسية.
    Kafa bulmuyorum dostum. Bana sattı diyorum. Open Subtitles أنا لا أحتال عليك, هو باعها لي هكذا
    Babası onu bir kehanete inanıp Miura'ya satmış. Open Subtitles ان والدها باعها كعبده لليابانيين وجنى الكثير من المال
    Aynen öyle, adam o modeli en son 10 sene önce satmış. Open Subtitles بالتأكيد، والتي باعها له كان عُمرها 10 سنوات.
    Seni kurtarırken, cüzdanı alıp LaPlante'ye satmış olamaz mı? Open Subtitles ..ألا يمكن أن يكون سرق حافظتك بينما كان ينقذك ثم باعها إلى لابلانت؟ ...
    Adamın biri fotoğrafları 50 bin $ karşılığında ZMZ Magazin Haberlerine satmış. Open Subtitles لأن الرجل الوحيد الذي إلتقط الصور باعها مقابل 50 ألف لشركة "زي أم زي لأخبار المشاهير".
    Çocuğa bunu satan adam bile öyle söylüyor. Open Subtitles ولا كان يوجد مثلها لدى أمين المخزن الذي باعها للولد.
    Sonra bana o silahları satan adam, onunla ilişki kurmuş olmalı. Open Subtitles حسنا، إذن الرجل الذي باعها لي لابد انه قام بخلطها
    Elbette, altı sene boyunca sattığı her başı bilemem. Open Subtitles بالطبع لا يمكنني تذكر كل رأس ماشية باعها في ست سنوات
    Sadece Telfer'ın ölmeden önce kendisine sattığı kopyanın orijinal olduğundan emin olmaya çalışıyorum. Open Subtitles انة ببساطة يحاول اثبات صحة هذه النسخة النسخة التى باعها لة تيلفر قبل ان يموت
    Evet, Galveston'da bir çifte sattığını söylediği arabası. Open Subtitles نعم ، انها التي قال انه باعها (الى زوجين في (غالفستون
    Dün dükkandaki herkes kadar mal sattım. Open Subtitles لقد بعت بالأمس ذات الكمية التى باعها الآخرون
    Eğer sattıysa, para hesabında olmalı. Open Subtitles ولو باعها فإن المال لا بد أن يودع في حسابه
    Ronald Palau, silahın sahibiydi ama oğlu ona söylemeden silahı satmıştı. Open Subtitles رونالد بالو يمتلك مسدس لكن اتضح أن ابنه باعها دون أن يخبره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more